6 Mayıs 2017 Cumartesi

YUDUM YIKADIM, PİRÜPAK ETTİM

YUDUM YIKADIM, PİRÜPAK ETTİM

"Ölü yıkamak" isimli öyküm 23 Eylül 2012 günü yayınlanmıştı.


O öyküde özetle, bir hanım okuyucunun gazeteye geldiğini, konuşması sırasında "ölü yıkama kursuna gideceğini" söylediğini, insanları "ahirete güzel bir şekilde uğurlamak istediğini" anlatmıştım.

Öykünün sonu ise şöyle bitiyordu:

"... ziyaretime gelen Özlem Uyanmış'ın, evine dönerken Fındıkzade'de tramvay altında kalarak öldüğünü akşam televizyon haberlerinden öğrendim! İlk aklıma gelen ...soru, 'Acaba kim yıkayacak?' oldu, içim ezilerek..."

***

İşte bu öykünün yayınlandığı sabah, bir başka hanım okuyucu telefon etti:

- Şarköy'den arıyorum. "Ölü Yıkamak" öykünüzü okudum. Bendeniz de 29 yaşında ölü yıkamaya başladım. Şimdi 60 yaşındayım. Bu konuyu gündeme getirdiğiniz için teşekkür ederim. Bizden sonrakilerin de bu işi öğrenmesini istiyorum. Korkusu yok, zorluğu yok, dedi.

- Çevrenizde ilgi duyan var mı bu hizmete?

- Hayır, ne gezer!? Ölüsüne sahip çıksınlar yeter. O bile işimizi kolaylaştırıyor. Enteresan görüntülerle karşılaşıyoruz.

- Sizde hatıra çoktur.

- Olmaz mı?... Bir de şey diyecektim... Komşu zulmünden bahsetseniz bir öykünüzde...

- Olur efendim. Bayağı dertlisiniz galiba... Dinlemek isterdim ama masa telefonumun ekranından gördüğüm kadarıyla cepten arıyorsunuz. Ben sizi ararım...

***

Dün aklıma düştü; acaba komşusu nasıl bir rahatsızlık vermişti de o gassal hanım (ölü yıkayıcı) beni arama gereği duymuştu?
Aradım. Kendimi tanıttım.


Çok şaşırdı. Ama söylediği cümle ile ben daha çok şaşırdım:

- Neyse, ben hakkımı helal ettim komşuma. Mesele kapandı.

Çünkü şu an o komşuyu yıkıyordum gasilhanede, dedi.

 Sadık Söztutan – Türkiye Gazetesi - 03.08.2013




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder