25 Aralık 2018 Salı

DUA


DUA
Âyetler
 1. “Rabbiniz şöyle buyurdu: Bana dua edin ki duanızı kabul edeyim.”
Mü’min (Gâfir) sûresi (40), 60
 2. “Rabbinize yalvara yakara ve sessizce dua edin. Çünkü O haddi aşanları sevmez.”
A‘râf sûresi (7), 55
 3. “Kullarım sana beni sorduklarında, (bilsinler ki) ben onlara çok yakınım. Bana dua edenlerin dualarını kabul ederim.”
Bakara sûresi (2), 186
 4“Darda kalanların, kendisine yalvardıkları zaman duasını kabul edenve onları sıkıntıdan kurtaran kim?”
Neml sûresi (27), 62
Yukarıdaki dört âyette Allah Teâlâ kendisine dua etmemizi, dua ederken sessizce yalvarıp yakarmamızı istemekte, dua edenlerin duasını kabul edeceğini, özellikle darda kalanların yalvarıp yakarmalarını kabul buyuracağını bildirmektedir.
Dua nedir? Kulun Rabbini tanıyarak O’nun yüceliği, sınırsız ve sonsuz kudreti karşısında kendi âcizliğini, zayıflığını ve güçsüzlüğünü itiraf etmesi, derin bir sevgi ve saygı içinde O’ndan yardım niyâz etmesidir. Allah’ın birliğini dile getirme ve O’nu övgüyle anma hem bir zikir hem de duadır. Allah’tan af dilemek, merhametini niyâz etmek gibi mânevi isteklere ve dünya ile ilgili dileklere de dua denir. Zaten zikirle duayı, şükür ve hamdü senâ ile duayı, tövbe ve istiğfâr ile duayı birbirinden ayırmak mümkün değildir. İnsanın Cenâb-ı Hakk’a kulluğunu, bağlılığını dile getirmesi, O’nsuz olamayacağını, O yardım etmeden hiçbir şey yapamayacağını belirtmesi de bir duadır.
Hadis:
 Nu’mân İbni Beşîr radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Dua ibadettir.”
Ebû Dâvûd, Vitir 23; Tirmizî, Tefsîru’l-Kur’ân 3, 41, Daavât 1. Ayrıca bk. İbni Mâce, Duâ 1
Açıklamalar
İbadet, kendisine kulluk edilecek yegâne varlık olan Allah’a en üstün saygı ve en büyük tevâzu ile  yüzünü, geri kalan her şeye ise ardını dönmektir. Resûl-i Ekrem Efendimiz “Dua ibadettir” veya “Dua ibadetin özüdür” (Tirmizî, Daavât 1) buyurmak suretiyle, Allah’a kulluğu en iyi şekilde ifade eden hal ve tavrın dua olduğunu söylemektedir. Mademki ibadet kulun Allah’ın huzurundaki hiçliğini, yoksulluğunu, sadece ve sadece O’na muhtaç olduğunu dile getirmesidir, bunu en iyi anlatan hal de duadır.
Hadîs-i şerîfin bazı rivayetlerine göre Peygamber aleyhisselâm “Dua ibadettir” buyurduktan sonra, sanki bu sözüne delil getirmek istiyormuş gibi “Rabbiniz, bana dua edin ki duanızı kabul edeyim, buyurdu” demiştir. Duayı emreden bu âyetin hemen arkasından “Bana ibadet etmekten kibirlenip yüz çevirenler aşağılanmış olarak cehenneme gireceklerdir” buyurulduğuna göre [Mü’min sûresi (40), 60], Allah Teâlâ’nın da ibadetin önemli bir kısmını duanın oluşturduğunu belirttiği anlaşılmaktadır.
“Dua ibadettir” hadisine benzeyen başka hadisler de vardır. Meselâ “Hac arefedir” hadîs-i şerîfi bunlardan biridir. Herkes bilir ki, hac ibadeti arefe günü Arafat’ta vakfeden ibaret değildir. Haccın pek önemli bir diğer farzı da tavaftır. Ama arefe günü belli bir süre Arafat’ta durmayan kimse hacı olamaz. İşte arefe günü vakfe haccın en önemli esası olduğu gibi, dua da ibadetin en önemli esasıdır. Dua etmeyen, duanın önemine inanmayan kimsenin ibadeti eksiktir. “Dua ibadetin özüdür (iliğidir)” hadisini de böyle anlamak gerekir. İliksiz kimsenin ayakta duramadığı gibi, duasız ibadetin de fazla değeri bulunmadığı anlatılmış olmaktadır.
Hadisten Öğrendiklerimiz
1. Dua etmek de bir ibadettir.
2. İnsan bu önemli ibadeti fırsat buldukça yapmalıdır.
 
KAYNAK:
Riyazussalihin

http://www.islamdahayat.com/infusions/ozel/ozel.php?ozel_id=5

--


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder