Müslümanın gıdalarda ve yiyeceklerde hassasiyeti ne olmalıdır? Bizler gerek dışarda gerek evlerimizde tükettiğimiz her yiyeceğe gerekli önemi vermeli ve uygunluğunu araştırmalıyız. İşte hadisler ışığında Müslümanın hayatında helâl lokmanın önemi…
Nerede o ecdat, nerede bu evlât?
Göz hakkı hassâsiyeti unutulmuş, gıdâ satılan yerler reklâm ve teşhir ile sattıkları her şeyin üzerine mahrumların nazarlarını celbetmeyi mârifet bilmekte. Vitrinler dolusu yiyecekler; açlara, yoksullara, yetimlere, gariplere nisbet yaparcasına görgüsüzce seyrettirilmekte. O mahrum ve bîçâre nazarların takılı kaldığı gıdâlar da yiyenlerde mânevî sancılara sebep olmakta.
O etleri kesenler ehl-i îman mı? O yemekleri pişirenler ehl-i salât mı, abdestli mi, ağzı duâlı mı? Soran yok, umursayan yok!..
BİR TARAFTA İSRAF BİR TARAFTA AÇLIK
Huzurlu mâzîmizde azın azı olan psikolojik ve psikiyatrik rahatsızlıklar; günden güne artmakta, varlık içinde yokluk çeken, bolluk içinde sıkıntı, depresyon, bunalım hisseden insanlar; mâneviyatsızlığın sancılarıyla kıvranmakta…
Bir tarafta oburluk, bir tarafta açlık artmakta…
Bir yanda israf, bir yanda cimrilik artmakta…
BESMELESİZ SUNİ GIDALARIN ZARARLARI
Besmelesiz, sun‘î, ithal, boyalı, ne idüğü belirsiz kimyevî maddelerle dolu gıdâlar; nesillerin kalbini, dimâğını, şahsiyetini belirsiz, bulanık, alık ve ruhsuz hâle sokmakta…
Günümüzde ucuz olması sebebiyle hınzır etinin maalesef birçok sucuk, salam vesâir gıdâlara katıldığı yolunda haberler mâlûmdur. Memleketimizde de ne yazık ki her gün tonlarca hınzır kesildiği bildirilmektedir. Fakat et satılan yerlerin ekserîsinde bunlar domuz eti olduğu söylenmeden satılmakta, normal helâl et imiş gibi piyasaya sürülmektedir. Müslümanlar bu mevzuda çok dikkatli olmalı, helâl sertifikası olan firmaları bulmalı ve nereden et alacağını hakkıyla araştırmalı ve ancak dînen temiz ve güvenilir olanı almalıdır.
Lokmalar kadar, kazançlar da harama, şüphelere bulanmış. Fâiz, kartlarla cüzdanlara sızmış. Kumar, oyun sayılır olmuş. Nazarlar sorumsuz… İhtilât her yeri karmakarış etmiş… Her hâliyle câhiliyye…
HELAL HASSASİYETİNİ YAŞAYALIM
Bundan kurtulmanın yolu, yine Fahr-i Kâinât Efendimiz’de…
Çare; O’nun sünnetine sarılmakta…
O’nun kanaatkârlığını, istiğnâsını, helâl hassâsiyetini, infâkını, îsârını yaşamakta…
O’nun muhteşem ahlâkını tâlim edip, hayatımızın her safhasına tatbik etmekte…
Ve O’nun gibi duâ etmekte:
“Allâh’ım! Helâl kıldıklarını bana kâfî eyle, bu sûretle haram kıldıklarından beni muhafaza eyle!.. Beni fazlınla Sen’den başkalarından müstağnî kıl!” (Tirmizî, Duâ, 110) Âmîn!..
* Ehl-i beyte sadaka ve zekât yemek, haramdır. Eğer böyle olmasaydı; bütün sadaka ve zekâtlar, Efendimiz’in ve kıyâmete kadar, ehl-i beytin önüne yığılır, muhtaçlar mahrum kalırdı. Bunu engellemek hikmetine binâen ehl-i beyte sadaka haram kılınmıştır.
Kaynak: osmannuritopbas.com

http://www.islamveihsan.com/muslumanin-hayatinda-helal-lokmanin-onemi.html