15 Haziran 2013 Cumartesi

Rahmeten li’l-Âlemîn

Rahmeten li’l-Âlemîn

Cenâb-ı Hak buyuruyor:
(Ey Rasûlüm!) Biz Sen’i ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.” (Enbiyâ, 107)

Rasûlullah (sav) buyurdular:
“Ben lânetçi olarak değil, âlemlere rahmet olarak gönderildim.” (Müslim, Birr, 87)

Rasûlullah (sav), Uhud Harbi’nde amcası Hazret-i Hamza’nın ciğerini hırsla dişleyen Hind’i bile, îmânı mukâbilinde Mekke Fethi’nde affetmiştir.

Hind, bey’at etmek isteyen diğer kadınlarla birlikte Rasûlullah (sav) Efendimiz’in huzûr-i âlîlerine geldi. Tanınmamak için yüzünü peçelemiş, kılık-kıyâfetini değiştirmişti. Öldürülmekten korkuyor, Peygamber Efendimiz’den uzak duruyordu. Diğer kadınlar konuşmayınca Hind:

“–Yâ Rasûlallâh! Allâh’a hamd olsun ki, kendisi için seçip beğendiği dînini üstün kıldı. Muhakkak ki, Sen’in rahmetin bana da dokunacaktır! Ey Muhammed! Ben şimdi Allâh’a inanmış ve O’nu tasdik etmiş bir kadınım!” dedi. Sonra yüzünden peçeyi açıp:

“–Ben Hind bint-i Utbe’yim! Allah geçmiş günahları affeder. Sen beni bağışla ki, Allah da Sen’i bağışlasın!” dedi.

Rasûlullah (sav) tebessüm etti, Hind’i yanına çağırdı ve:

“–Demek sen Hind bint-i Utbe’sin?!” buyurdu. Hind:
“–Evet!” dedi.
Allah Rasûlü (sav):
“–Merhabâ, hoş geldin!” buyurdu. Hind:

“–Vallâhi yâ Rasûlallâh! Dün, yeryüzünde Sen’in hâne halkın ve taraftarların kadar zillete ve hakârete uğramasını istediğim başka bir kimse yoktu! Bugün sabaha çıktığımda ise, Sen’in hâne halkın ve taraftarların kadar izzet ve şerefe nâil olmasını istediğim başka biri yok!” dedi.

Rasûlullah (sav):
“–Senin bu hâlin daha da artacaktır!” buyurdu. (Vâkıdî, II, 850; Taberî, XXVIII, 99; Zemahşerî, VI, 107; Diyarbekrî, II, 89)


Allah Rasûlü (sav), kelime-i tevhîdin şânı hürmetine Hind’i ve daha nicelerini bağışlamışlardır. (Osman Nûri Topbaş, Rahmet Peygamberi’nden Rahmet Esintileri, Erkam Yay.)
 

--


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder