Es‘ad Erbili Hazretleri muhabbetin mânâsını açıklıyor.
Es‘ad Erbili Hazretleri ilâhî muhabbet hususunda şöyle buyurur:
“Cenâb-ı Hakk’ın cemâl-i bâ-kemâline aşk ve muhabbet iddiâsında bulunmayan bir insan hemen hemen yok gibiyse de bunu fiilen ispat etmek zordur.
Birçok kimse bu hususta kendisini aldatıyor. Bir insan, muhabbetin mânâsını öğrenmek isterse onu, mal ve evlâda karşı olan muâmelesinden öğrenmelidir. İnsan nasıl vakitlerinin çoğunu onları düşünmeye sarf ediyor, hiç hatırından çıkaramıyor, onlar için her türlü fedâkârlıkta bulunuyor, her sebebe tevessül ediyor ve bunları elde etme uğruna rahatını, huzurunu terk ediyor!
İşte muhabbet de böyle olmalıdır, lâkin büyük bir kısmı Cenâb-ı Hakk’a olmalıdır. Çünkü O, Bâkì’dir, her şeyimizi verendir, insanı rızıklandıran ve terbiye edip yetiştirendir.
MUHABBET YUVASI
Âyet-i kerîmede: «…Allâh’ın size olan nîmetlerini saymaya kalkarsanız sayamazsınız!..»buyrulmuştur. (İbrâhîm, 34)
Mâsivâya verilen emek zâyîdir, bâzen de zararlıdır. En azından fânîdir; çabucak yok olup gider.”[1]
“Cenâb-ı Hak şöyle buyurur:
«Allah Teâlâ bir kişinin sadrına iki kalp koymamıştır!..» (el-Ahzâb, 4) Yani Cenâb-ı Hak insana, biri Allah muhabbetine, diğeri mâsivâ sevgisine mahsus olmak üzere iki kalp vermemiştir. Muhabbet yuvası olan kalp evi tektir. Kalp bunların hangisine bağlanırsa diğeri ehemmiyetini kaybeder. Bu sebeple tasavvufu yaşayan kâmil bir mü’minin, işlerinin çok olduğu zamanlarda bile kalben Cenâb-ı Hakk’ı zikretmesi îcâb eder.”[2]
DİPNOTLAR 
[1] M. Es‘ad Efendi, a.g.e, s. 67-68, no: 38.
[2] M. Es‘ad Efendi, a.g.e, s. 71, no: 41.
Kaynak: Osman Nuri Topbaş, Altın Silsile, Erkam Yayınları

http://www.islamveihsan.com/muhabbetin-manasi-nedir.html