3 Ağustos 2013 Cumartesi

Kadir Gecesi, isteyenlere İslam sarayının kapılarını açar


Hekimoğlu İsmail
 
Ramazan2013 Yazarlar Hekimoğlu İsmail

 

Kadir Gecesi, isteyenlere İslam sarayının kapılarını açar



Kadir Gecesi Kur’an-ı Kerim’in inmeye başladığı gecedir. Bunun anlamını iyi kavramak gerek. Kur’an nizamdır, huzur kaynağıdır, cennete götürecek yoldur, ebedi saadete kavuşturacak rehberdir. Öyleyse bu geceden başlayıp Kur’an nizamını hayatımıza tatbik edeceğiz.


 Allah, Kur’an-ı Kerim’i göndererek kullarına, “İşte, böyle yaşayacaksınız.” demiştir. Bu emre uyanların hayatları düzene girdi, ailevi ve şahsi sorunları çözüldü, maddeten ve manen iyi duruma geldiler. Buna da herkes şahit oldu. Öyleyse Kadir Gecesi’nde verilecek karar şudur: “Kur’an’a uyacağım.” Bu karar, o insanın dünyasını cennet eder. Kur’an hakikatleri, dertlerine derman olur.

Peygamberimiz diyor ki; “Sizin en hayırlınız Kur’an’ı hakikatleri ve incelikleri ile öğrenen ve onu başkalarına öğretendir.” Kadir Gecesi, Kur’an’ı öğrenmek, öğretmek için bir vesile, fırsat olarak görülebilir. Kur’an-ı Kerim, kendisini okuyup anlayanı kucaklar. O şahıs Kur’anî bir hayat yaşar. Kur’an’ı okumak, anlamak, yaşamak gayreti yoksa hakikat ondan uzaklaşır.

Kur’an-ı Kerim’in bir ismi de Kitab-ün Nur’dur. Bu nur kalpleri, gönülleri aydınlatır. Hakla batılı açıkça gösterir. “Allah’ım bize, hakkı hak olarak göster. Ona ittiba etmemizi nasip et. Batılı batıl olarak göster. Onları da reddetmemize yardım et. Amin.” Herkes tefsir okuyabilir. Tefsir okurken, “Acaba Rabb’im bana ne emrediyor?” sorusunun cevabı tefsirde aranmalıdır. Emirleri okuyup öğrenmek, onlara itaat etmek gerekir.

Kadir Gecesi, isteyenlere İslam sarayının kapılarını açar. Müslüman da sarayda Kur’an’ın rehberliğinde dolaşırken aklıyla, fikriyle hakikatleri görür ve anlar. O sarayın kapısından içeriye tövbe ile girilir.

Hadis-i kutside “Yok mu tövbe eden, affedeyim.” buyruluyor. Kadir Gecesi’nin en önemli ibadeti tövbe etmektir. Tövbe etmenin evveli, hata yaptığını anlamaktır. Fazilet, hatayı bilmektir. Tabii yapılan hatalardan rahatsızlık duymak, pişman olmak gerekir.

Çocuk, vazoyu kırar. Hemen koşarak annesine gelir, sarılır. Anneciğim, vazoyu kırdım, özür dilerim, der. Annesi evladının başını okşar. Gözyaşını dindirir. Annenin merhametini coşturan, çocuğun pişmanlığı ve özrüdür.

Peygamberimiz buyuruyor: “Kulunun tövbe etmesinden dolayı Allah’ın memnun olması, sizden birinizin ıssız çölde kaybettiği devesini birden karşısında gördüğü andaki sevincinden çok daha fazladır.” Çünkü Allah, Rahman’dır.

Bu Kadir Gecesi’nde yapacağımız tövbelerle, inşallah İslamiyet’i hayata taşıyan bir ümmet ortaya çıkacak. İslamiyet yaşanmazsa din nazariyatta kalır, kitaplarda kalır. Bu da büyük bir vebaldir. Sahabe, böyle yapmamıştır. İslamiyet’i kitaplarda bırakmamışlar, Müslüman olur olmaz her türlü haramı terk etmişler, her türlü helali yaşamaya başlamışlar. İşte kandil böyle kutlanmalıdır. Her türlü harama ret, her türlü helale evet.

İki günü eşit olan ziyandadır, diyor Peygamberimiz (sas). Bir de iki günün arasında Kadir Gecesi varsa, gene de o iki gün eşit olduysa eyvah! Kadir Gecesi’nde Müslüman’da iyilik yönüne doğru bir değişme olursa yani dünden daha iyi olursa bu gecenin kıymeti bilindi demektir. Saadet-i ebediyyeye adım atılmış olur. Bir fark yoksa Kadir Gecesi ona uğramadan geldi geçti demektir.

Allah’ın her günü hayırlıdır. Ama Kadir Gecesi’nin hayrı daha başkadır. Kadir Sûresi’nden öğreniyoruz ki, bu gecede melekler yeryüzüne iniyor. Acaba melekler bu gece bizi nasıl bir hal içinde bulacaklar?

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder