15 Nisan 2015 Çarşamba

Günün Menkıbesi: Hazret-i Ömer gadaba geldi

Günün Menkıbesi: Hazret-i Ömer gadaba geldi
 

Bir gün, Resulullah efendimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” ile hazret-i Ömer “radıyallahü teâlâ anh” namaz kılıyorlardı.

Efendimiz aleyhisselam imam, o cemaatti.
Akşam namazı kılınıyordu.

Resulullah efendimiz, zamm-ı sure olarak bir âyet okudular.

Hazret-i Ömer bu âyeti işitince gadaba geldi.

Ve konuştu.
Hem de namaz esnasında.

Çünkü Firavunun bir sözünü bildiriyordu Hak teâlâ.
O kâfir, kendi kavmine: “Sizin tapacağınız en büyük tanrı, benim!” demiş.

Hazret-i Ömer bu.
Hazmedemedi tabii.
Kan sıçradı beynine.

Namazda olduğunu unutup, gayr-i ihtiyari;
- Ben orada olsaydım, onu muhakkak öldürürdüm! diye konuştu.

Namaz bitti.

Efendimiz aleyhisselam ona dönüp;
- Ya Ömer, namazını iade et! buyurdular.

Hazret-i Ömer edeple sordu:
- Neden ya Resulallah?
- Çünkü dünya kelamı namazı bozar.
O zaman hatırladı konuştuğunu.
- Baş üstüne ya Resulallah, dedi.

Ve emri ifa için ayağa kalktı.

Tam namaza başlıyordu ki, Cebrail aleyhisselam geldi.
Ve namazın öyle kabul edildiğini, iade etmesine lüzum olmadığını bildirdi.

Efendimiz aleyhisselam;
- Otur ya Ömer! Namazın oldu, buyurdular.

Sert baktı güneşe
Bir gün de hazret-i Ömer “radıyallahü teâlâ anh”, evinin önünde hırkasını yamıyordu.
Hem de çok sıcak bir yüz gününde.

Güneş kavuruyordu değdiği yeri.
Hazret-i Ömer’in de sırtını fena yakmıştı ki, dönüp sert bir nazar etti güneşe.

O anda azaldı güneşin harareti.
Hava karardı. Gece gibi oldu.

O zaman Cibril-i emin geldi Efendimiz aleyhisselama.

Şu vahyi getirmişti:
- Ey Habibim! Ömer’e söyle. Bir defa da şefkatle baksın güneşe. Aksi halde sönen nuru bir daha avdet etmez.
Efendimiz aleyhisselam hazret-i Ömer’i çağırıp bildirdi bu emri.

Hazret-i Ömer;
- Baş üstüne ya Resulallah! dedi.

Ve şefkatle baktı güneşe.
Güneşin ziyası geldi yerine.

O karanlık gitti.
Aydınlandı her yer yine.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder