10 Şubat 2017 Cuma

Bilseler, böyle yapmazlar

Bilseler, böyle yapmazlar
 

Bursa Velilerinden Miskali Efendi “rahmetullahi aleyh”, bir sohbetinde;
- Kardeşlerim, herkesi terbiye eden biri vardır. Bu, o insanın ya anne-babasıdır, ya da hocasıdır, buyurdu.

Ve ekledi:
- Resulullah efendimizi ise, Allahü teâlâ terbiye etmiştir.

Şaşırdılar:
- Allahü teâlâ mı efendim?

- Evet. Nitekim kendisi; “Beni, Rabbim terbiye etti” buyuruyor.

Ölüm, mutlak var
Bir gün de;
- Kardeşlerim, hepimiz bir gün öleceğiz, buyurdu. Ama ölmek, yok olmak değildir. Bir evden bir eve göç etmektir.

Ve ekledi:
- Orada herkes; “Eyvah!...” diyecek ve çok pişman olacaktır. Çünkü Cennette sonsuz dereceler var. İbadeti fazla olanın derecesi de yüksek olacaktır. Onun için herkes; “Keşke daha çok ibadet etseydim”, veya; “Keşke şu günahı işlemeseydim” diyecektir.

Ve sordu onlara:
- Ahirette en çok pişman olacağımız şey nedir, biliyor musunuz?

- Nedir hocam?

- Kul hakkıdır. Onun için herhangi bir anlaşmazlıkta; “Sen haklısın kardeşim, kusura bakma!” diyene, Cennette büyük bir köşk verilecektir.

Fani olmak nedir?
Bir gün de sevdiği bir talebesine;
- Evladım, arkadaşında yani salih din kardeşinde fani olmayan, Allahü teâlâda fani olamaz, buyurdu.

Delikanlı arzetti:
- Anlamadım efendim.

Buyurdu ki:
- Yani arkadaşının menfaatini kendi menfaatinin üzerinde tutacaksın oğlum. Onu, kendinden daha fazla düşünecek, onu kendine tercih edeceksin.

- Fani olmak bu mudur efendim?
- Evet. Böyle yaparsan, arkadaşında fani olmuş, yani yok olmuş olursun, buyurdu.

Ve ilave etti:
- Arkadaşında fani olursan, sıra ile hocanda, Evliyada, Resulullah efendimizde ve nihayet Allahü teâlâda fani olur ve Onun rızasına kavuşursun.
 

 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder