16 Temmuz 2013 Salı

HİKAYE KINALI HASAN


HİKAYE    KINALI HASAN

 


   Yıl 1915 Çanakkale ...   Yüzbaşı Sırrı Bey, ikindi vakti yeni gelen eratı teftiş ederken, içlerinden bir tanesinin saçının bir tarafının kınalanmış olduğunu görür ve takılır:

 -- “Hiç erkek kınalanır mı?”   Hasan:

 -- “Buraya gelmeden evvel anam kınalamıştı, komutanım.” der ve sebebini bilmediğini söyler. Komutanın isteği üzerine anasına haber salar :

 

 -- “Niye benim saçımı kınaladın?” Gelen cevabi mektupta şunlar yazar:

 

 -- “Ey gözümün nuru Hasan’ım,  Köyümüzde rahat rahat oturalım mı? Vatan sevgisi içimizde alev alev yanıyor: Sen ecdadından, babandan aşağı kalamazsın…  Ben, senin anan isem; beni ve seni Allah yarattı, Vatan büyüttü. Allah, bu Vatan için seni besledi. Bu vatanın ekmeği iliklerinde…  Sen bu ailenin seçilmiş kurbanısın… Hasan’ım söyle zabit efendiye… bizim köyde kurbanlık ayrılan koyunlar kınalanır… Ben de seni evlatlarımın arasından Vatana kurban adadım. Onun için saçını kınalamıştım… El –hükmü billah Allah, seni İsmail peygamberin yolundan ayırmasın. Seni melekler şimdiden rahmetle anacaktır.  

       Gözlerinden öperim…     Anan Hatice

 

   Kınalı Hasan yiğitçe savaşır, yaralanır ve Koca Dere Köyündeki sargı yerine alınır bir gün. Lakin tedavi göremeden şehit olur. Kimlik tespiti sırasında üzerinden anasının cevabi mektubu ve mektubun sonuna Hasan'ın eklediği yarım kalmış aşağıdaki şiiri çıkar:

 

“Anam yakmış kınayı adak diye, 

Ben de vatan için kurban doğmuşum.

Anamdan Allah’a son bir hediye,

Kumandanım ben İsmail doğmuşum.”

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder