4 Şubat 2014 Salı

Olumlu düşünen ve geleceğe ümitle bakanlar uzun yaşıyor

 

Benim de blog yazarı olduğum Radikal blog sayfasından bir yazı...


Erkan   Arkut


Olumlu düşünen ve geleceğe ümitle bakanlar uzun yaşıyor
 

Kanserden aniden ölen güzeller güzeli Ceyla Gölcüklü unutulup gitti mi?

 
Kanserden aniden ölen güzeller güzeli Ceyla Gölcüklü unutulup gitti mi? DİN
5,0
12.03.2013 23:46:19
A+ A-


O son derece alımlı, güzeller güzeli bir kadındı, hastalığının duyulmasını hiç istemedi. Pankreas kanseri vücudunu sinsice kemirirken o güzelliğinden eser kalmamış çok zayıflamıştı. O haliyle kimselere görünmek istemedi, olağanüstü tedbirler alarak Amerikan Hastanesi'ne yattı. Ama bir daha o hastaneden çıkamadı. Ve sonunda dünyalar güzeli gencecik güzel bir kadın tüm servetini, ailesini, dostlarını geride bırakarak ebedi yaşamına uğurlandı. Aradan çok kısa bir zaman geçti. Acaba insanlar hayatının en güzel döneminde yaşamını bırakıp giden Ceyla Gölcüklü'yü unuttular mı, unutup tekrar o debdebeye, eğlenceye ve sefahate daldılar mı?


Ceyla Gölcüklü kansere yenik düşüp öldüğünde onun tüm zenginliğine, güzelliğine ve ihtişamına özenenler büyük bir şok yaşadılar. Hâlbuki böyle olaylar insana "işte dünya hayatı sadece bu kadar, göz açıp kapayıncaya kadar geçen bir süre" dedirtiyor. İnsanlar işte bu kadarcık bir hayat için birbirlerini öldürüyor, hırs yapıyor, birbirlerinin mallarına mülklerine bakıp iç geçiriyorlar. Aslında insanlara böyle güzel bir insanın pankreas kanseri olduktan sonraki halini kimse göstermiyor. Bir insanın dünyada yaşarken de nasıl güzelliğini, sağlığını, kısaca her şeyini yitirdiği insanlardan saklanıyor. Duyduğuma göre hastaneye gittiğinde doktorlar kendisini tanımamışlar. 


Bütün bu olaylar insanın güzelliğinin de, servetinin de bir anda elinden uçup gidebileceğini çok açık bir şekilde gösteriyor. Fakat asıl insanların almadığı şey şu: insanlar dünya hayatında beyinlerinin kapkaranlık bir yerinde yaratılan köşkleri, pırlantaları, arabaları, yatları, insanları, çocuklarını var zannediyorlar. Bunları beyinlerinde seyreden diğer insanlar da onları zengin zannedip özeniyorlar. Hâlbuki dışarıda ışık yok, dışarısı simsiyah. Seste yok. Sadece elektrik dalgaları ve beynimizde oluşan görüntüler var. Fakat üç boyutlu olduğu için ve çok net yaratıldığı için, bize görme, dokunma, duyma, tat alma duyguları çok net hissettirildiği için biz dış dünyayı var zannederek yaşıyoruz. Yemeklerin kokusu ve tadı bile beynimizdeki algıdır. Doyma hissi de tamamen algıdır, ruhta hissedilir. Film ekranı seyreder gibi, sinemada mal gösteriliyor ve insanlar bunlar benim diye deliriyorlar. "Bu çocuklar da benim" diyorlar. Bu görüntüyü kim getirdi diyorsun, bu görüntüyü kim gösteriyor dediğinde, "bu beni ilgilendirmiyor" diyorlar. "Bu mal benim, benim zekâmla oldu" diyorlar. Senin aklını kim yarattı diye sorduğunda "bu da beni ilgilendirmez" diye cevap veriyorlar. 


Allah renkli, pırıl pırıl, üç boyutlu görüntü olarak yaratıyor, dışarıda aslı var ama aslıyla muhatap olamıyoruz. Ve görüntünün netliğinden dolayı aslıyla muhatap olduğumuzu zannediyoruz. Bu, bilimsel bir gerçek olduğu halde insanların %99, 99'u habersiz. Hiç düşünmüyorlar. Sadece dışarıda gördükleri zengin ve güzel bir insana bakıp özeniyorlar. Böyle bir insan ölünce bir parça şuurları açılıyor, sadece dünyanın ne kadar boş olduğunu çok kısa bir süre anlıyorlar ama sonra yine beyinlerinin içinde yaratılan dünyaya dalıp gidiyorlar. Derin düşünmediklerinde olayların gerçek yüzünü hiçbir zaman tam kavrayamıyorlar. Bir gün geliyor, onlarda ölümle tanışıyorlar. Ölüm bir anda görüntüyü kesiyor, dünya hayatı bitiyor ve sonsuz ahiret hayatı başlıyor. İşte o zaman insan dünya hayatının tam olarak beyinde yaratıldığını, Allah'ın gücünü ve kudretini çok iyi anlıyor ama o zaman da Allah'ın huzuruna hesap vermek üzere çıkmış oluyor. 


Bilin ki, dünya hayatı ancak bir oyun, '(eğlence türünden) tutkulu bir oyalama', bir süs, kendi aranızda bir övünme (süresi ve konusu), mal ve çocuklarda bir 'çoğalma-tutkusu'dur. Bir yağmur örneği gibi; onun bitirdiği ekin ekicilerin (veya kafirlerin) hoşuna gitmiştir, sonra kuruyuverir, bir de bakarsın ki sapsarı kesilmiş, sonra o, bir çer-çöp oluvermiştir. Ahirette ise şiddetli bir azap; Allah'tan bir mağfiret ve bir hoşnutluk (rıza) vardır. Dünya hayatı, aldanış olan bir metadan başka bir şey değildir. (Hadid Suresi, 20)


O gün, cehennem de getirilmiştir. İnsan o gün düşünüp-hatırlar, ancak (bu) hatırlamadan ona ne fayda? (Fecr Suresi, 23)


Ceyla Gölcüklü'nün ölümünün ardından insanların düşünmesi, akletmesi, dünyanın ne kadar boş ve geçici bir yer olduğunun fark etmeleri gerekirdi, bu insanların şuurlarını açmak için dünyada yaratılan olaylardan sadece biriydi. Kalp gözü açık olanlar gerçeği fark ettiler, ama kapalı olanlar hala vur patlasın çal oynasın şeklinde eğlencelerine devam ediyorlar.


Kaynak: mynet.com/dunya-hayatinin-gercegi" href="http://birgo.mynet.com/dunya-hayatinin-gercegi" target="_blank">http://birgo.mynet.com/dunya-hayatinin-gerçeği
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder