8 Ağustos 2015 Cumartesi

Hekimoğlu İsmail - İslamiyet, faydalı olmayı emretmiştir…

Hekimoğlu İsmail - İslamiyet, faydalı olmayı emretmiştir…


Hekimoğlu İsmail
AİLE-SAĞLIK

İslamiyet, faydalı olmayı emretmiştir…


Mâlâyâni, boş yani faydasız söz ve iş manasına gelir. Tefekkür edersek görürüz ki, Allah'ın yarattığı her şey faydalıdır, iyidir. Lüzumsuz, gereksiz bir şey yok.

Başkalarına zarar vermemek insani bir vasıftır. Fakat fayda vermemek faydalı olmayı düşünmemek, iyilik etmek duygusuna sahip olmamanın neticesidir. Nasıl ki Allah çeşit çeşit meyveler, sebzeler yaratmışsa Allah'ın kulları da çeşit çeşittir. Kimisi kütüphanede çalışır, kimisi laboratuvarda, kimisi tarlada... Herkes birbirinin faydasını düşünürse dünya cennet olur; İslam iktisadının temeli de budur.

Bugün Müslümanların İslam esaslarından ayrılmalarının sebebi sadece kendi faydalarının peşinden gidip diğerkâmlıktan uzaklaşmalarıdır. Halbuki diğerkâmlık, enaniyetin hususi şekli olan bencilliğin zıddıdır.

İnsan benliği bencildir. Bu vasıf insan ve hayvanlarda müşterektir. İnsan kendi dışından aldığı meziyetlerle içinde bir mücadele başlatır. İlim tahsil eden şahıs, yeni şeyler öğrenir. İyiliğin insanları sevindirdiğini, insanların ancak yardımlaşarak yaşayabileceklerini öğrendikçe diğerkâm olmaya başlar.

Akıl hayra da, şerre de çalışır. Bunun neticesinde ilim de ya faydalı olur ya da faydasız kalır. İnsan faydalı olanın peşinden gidecek. Faydalı ilim; Kur'an'dır, hadistir, ilmihaldir. Faydalı insan faydalı işler yapar. Düşenin elinden tutar, şaşırana yol gösterir, merhamet eder. Mesela öğretmen öyle cümleler kullanır ki, öğrencileri kurtulur. Tüccar, zekâtını isabetli yerlere vererek pek çok kimsenin fakirlikten kurtulmasına vesile olur.

Peygamberimiz'in (sas) en mühim tavsiyelerinden biri, faydalı olmak ve zararı gidermektir.

Mesela bir şahıs, kimseye eziyet vermemesi için yolun ortasındaki bir taşı kaldırıp kenara bıraksa hem kendine hem de yoldan geçenlere faydalı olur. Hâlbuki aynı yolda hayvanlar da yürür; onlar böyle bir şey düşünmez. Allah, sevabımızı artıracak çok sebepler yaratmıştır. Herkes, birbirinin önündeki manileri kaldırmaya gayret etse hayat güzelleşir, faydalı her iş Allah'ın rızasını kazanmaya vesiledir.

Onun için, hizmet edeceğiz; faydalı olmanın yolunu arayacağız. Okul mu yapabiliriz, okul yapılırken bir tuğla mı koyabiliriz veyahut aç olana, hasta olana, yoksula, yetime mi bakabiliriz, işte böyle başkalarına faydası dokunan kul olmanın yollarını aramak lazım.

Hadis-i şerifte buyurulmuş ki, ‘İnsanın en hayırlısı insanlara faydalı olandır.' Dikkat edilirse ‘Zarar vermeyen' demiyor da ‘Faydalı olandır' deniliyor.

İnsan ömrü kısadır, en önemli meselelerle ilgilenmeli, vaktini kıymetsiz şeylerle boşa geçirmemeli, dünyasına, dinine ve ahiretine faydalı olacak ilmi öğrenmelidir. Haramların sel gibi aktığı bu müthiş zamanda mecburen iyilerin, âlimlerin yanına gitmek, onlardan faydalanmak aklın gereğidir.

Kalemi elime aldığımda şöyle düşünürüm: Acaba yazdıklarımla okuyuculara nasıl faydalı olabilirim? Her şey zıddıyla bilinir. Ehli dalalet batıl davalarına hizmet etmek için çok büyük gayretler sarf ediyorlar. Servetlerini, makamlarını o yöne yönlendiriyorlar. Müslüman da aynı şeyi yapabilmelidir. İslamiyet, faydalı olmayı emretmiştir; faydalı olan her amel, ibadet hükmündedir.

Nasıl ki insanlar sermaye koyup şirketler kuruyorlar; isabetli kullanırlarsa verim alıyorlar. Aynen öyle de ömrümüz ahiretimizin sermayesidir. İsabetli ve faydalı işlerde kullanılırsa insanı her iki dünyada kâra geçirir. Demek ki dünyayı ve ahireti düşünmek, tedbir almak zorundayız.

Kahvaltıda tabağımdaki zeytin çekirdeğine baktım, sonra toprağa, ağaca, dala, yaprağa baktım... Hayalen çekirdeklerin, meyvelerin âleminde dolaştım... Hemen çekirdek söz aldı:

“Beni yesen gıda olurum, yaksan ısı, ışık, kül... Toprağa gömsen yeşeririm, kırıp atsan gübre olurum. Ne yaparsan yap, beni lüzumsuz duruma getiremezsin!”

Keşke insan da, her işinde, her halinde ve her yerde faydalı olsaydı...
 
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder