27 Ağustos 2015 Perşembe

Siz hangi kokuyla anılmak istersiniz?

Siz hangi kokuyla anılmak istersiniz?

 
Aslıhan Erkişi

a.erkisi@meydangazetesi.com.tr
25 Ağustos 2015, 02:11


Bir insanın önce sesini, sonra yüzünü, en son giysisini unuturmuşuz. Kokusunu ise yıllar geçse bile unutmazmışız. Bunu duyduğumda hiç garipsemedim. Koku denince ilk aklıma gelen yavrularımın kokusu oldu. Tartımı kusursuz, ne eksik ne fazla. “Ya Rabbi, bu olsa olsa cennet kokusu olabilir” dedirten bebek kokusu.

 Bazen bir kokuyla anımsadığımız mekânlar vardır. Bazen bir kokuyla anımsadığımız insanlar… Çocukluğunuzun geçtiği sokakların kokusunu hiç unutmazsınız. Aradan 25 yıl geçtikten sonra Almanya’ya gittiğimde, doğduğum sokağın, bahçesinde oynadığım evin kokusunu hiç unutmadım. Döndüğümde de vatanımın kokusunu.

 Bir fincan kahvenin belki de onun içindir 40 yıl hatırı. Dosta eşlik eden kahvenin kokusudur unutturmayan dostluğu.

Çok uzak kaldığımda burnumda tüten evimin kokusu, çiçek kokusu, yağmurdan sonra toprağın kokusu, bir bardak çayın yanında tarçınlı kurabiye kokusu. Ramazanda yumurtalı pidenin kokusu, baskıdan yeni çıkmış sıcak gazete kokusu, kitap kokusu. Köyde sabahın ilk aydınlığında ortalığı saran odun kokusu, kan ter içinde sokaktan gelen bir çocuğun, evde duyduğu patates kızartmasının kokusu…

İşin bir de hamilelik boyutu var elbet. Hamilelik döneminde o çok sevdiğimiz evimizin kokusu dışarıdan eve girdiğimiz anda mide bulandırıcı bir kokuya dönüşebiliyor mesela. Kahvenin kokusu davetkâr olmaktan çıkıp itici bir hale gelebiliyor. Ya da kimin hangi marka şampuanla duş aldığı konusunda uzmanlaşabiliyorsunuz. Bir arkadaşım şubat ve mart aylarının kokusu her geldiğinde aynı mide bulantısını yaşadığını söylemişti.

 Buraya kadar her şey güzel ve eminim ki birçok kokuda hemfikiriz.

Peki ya savaşın ortasında kalan çocukların hafızasından silinmeyecek barut kokuları? Yıllar yıllar geçse de yanı başlarında kaybettikleri yakınlarının, sevdiklerinin, canlarının kan kokularını unutturacak mı? Barut kokuları sadece savaşı mı hatırlatacak onlara, savaşlara sebep olanları, yakınlarını yitirmelerine sebep olanları unutturacak mı? Unutturmayacak, ne barutun kokusunu ne kanın! Birlikte anacaklar sebep olanlarla…

Neyle hatırlanacağımız, hafızalarda nasıl yer edeceğimiz, hatıralarda nasıl yaşayacağımız kokuyla birlikte anımsanacaksa eğer; ‘KOKU’ fazlasıyla önemsenecek kadar hassas bir mesele.

 Gül sunan elde gül kokusu kalırmış.

Muhabbetle…

http://www.zaman.com.tr/yazarlar/ahmet-sahin/hacilarimiza-hayirli-yolculuklar-dilerken-_2312525.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder