25 Ağustos 2015 Salı

Ahmed Şahin - Hacılarımıza hayırlı yolculuklar dilerken…

Ahmed Şahin - Hacılarımıza hayırlı yolculuklar dilerken…


Ahmed Şahin
 
 
AİLE-SAĞLIK

 

Hacılarımıza hayırlı yolculuklar dilerken…


Hacı adaylarımızın hayırlı yola çıkmaya başladıkları şu günlerde yol boyunca karşılaşacakları zaruri zorlukları bilerek yola çıkmalarında faydalar var diye düşünüyorum. Çünkü bu bilgilerle yapacakları izdihamlı hac yolculuklarını normal bulacak, şikayetçi yorumlar yapmaya hiç de gerek görmeyeceklerdir inşallah.

     Aslında hepimiz bilmekteyiz ki, hac'da ziyaret mekanları sabittir, genişlemez. Ama ziyaretçi sayısı sabit değildir, onlar her sene artarak gelir ve çoğalırlar. Bu da aynı mekanda çoğalarak toplanan ziyaretçilerin sıkışma ve izdihamlar yaşamalarına sebep olur.

Nitekim hac ayetinin manidar ikazından da bunu anlamaktayız:

-Kime hac farz olursa bilsin ki ,orada itişip kakışma, sataşıp dövüşme yoktur!.(Bakara -197)

Demek ki hac'da tek mekanda çoğalarak toplanan sayısız ziyaretçilerin izdihamları kaçınılmaz olacaktır.

Zaten bu kaçınılmaz izdihamlar da hacımızın kazanması gereken sabır imtihanlarından birini teşkil edecektir.

Bundan dolayı hac boyunca hemen herkesin birbirine tavsiyeleri aynı olmaktadır.

-Sabır ya hacı sabır!

Ziyaret mekanlarının bu mecburi darlığının farkına varamayan hacı efendi ise, hep çevresinin verdiği izdihama takılır, hatasına kilitlenir, düzeltmeye uğraşırsa işi zordur… Sadece sinirlerini değil, edep ve nezaketini de bozabilir.

Böylesine arzu edilmeyen bir gerilimle karşılaşmamak için hayırlı yola çıktığı ilk saatlerde hacı efendi, kendine kendine tembihte bulunarak demeli ki:

-Ben öyle bir yolculuğa çıkıyorum ki, buralarda mekan hep aynıdır, genişlemez; ama ziyaretçi hep aynı değil her sene değişir ve çoğalır. Bu sebeple bazı mekanlarda daralmalar, sıkışmalar kaçınılmaz olur. Ben bunların hepsini de normal karşılamalı, hep kendi kusuruma, hatama yönelmeli, kendi yanlışlarımı düzeltmeye kilitlenmeli, başkalarının yanlışlarıyla zihnen de olsa meşgul olmamalı, baştan sona sabır imtihanını kazanmayı esas almalıyım.

İşte o zaman, maruz kaldığı izdiham ve zorluklar kendisini hiç meşgul etmeyecektir. Çünkü kendi hatasını, kusurunu görüp, onlardan kurtulmaya çalışması, kendini yeterince uğraştıracak, başkalarının hatalarına bakmaya fırsat bulamayacaktır.

Efendimiz (sas) Hazretleri müminin kendi kusurunu görmeye kilitlenmesini ise şöyle bir müjdeyle haber vermektedir:

-Allah kimin hayırlı kul olmasını dilerse, ona kendi kusurunu görme faziletini nasip eyler!.

Demek ki, insanın kendi kusurunu görmeye kilitlenme fazileti, Allah'ın hayırlı kulu olmaya talip olduğunun işaretini teşkil etmektedir.

Ne var ki, insanın kendi kusurunu görmeye yönelme fazileti, yazıldığı, konuşulduğu kadar kolay değildir.

Çünkü insan hep kendi nefsini avukat gibi savunmakta, başkalarının kusuruyla meşgul olmayı savcı gibi rahatlatıcı bulmaktadır. Halbuki kimsenin ayıp ve kusuruyla meşgul olmadan şartlarını yerine getirerek yapılan bir haccın sevabını ise Efendimiz (sas) Hazretleri şöyle bir müjde ile haber vermektedir:

-Kim kardeşinin ayıbına kusuruna kilitlenmeyip hakkını almadan, gönlünü kırmadan, şartlarını yerine getirerek tamamladığı bir Hac'la evine dönmeyi başarırsa, anasından yeni doğan günahsız çocuk gibi dönmüş olur!

Evet, şartları yerine getirilerek sabırla, feragat ve fedakarlıkla yapılan haccın sonucu, böylesine muhteşem bir masumiyetle dönmek olmaktadır…

Yoksa, yolculuk boyunca çevresini kırıp dökmekten çekinmeyen, kendisini her şeyin en iyisine layık gören, hep en önde giden, en güzel yere oturan, en iyi yerde yatmayı kendi hakkı bilen, bunları temin için de her türlü tartışmayı göze alarak kıran döken bencil ve sabırsız hacı efendiye, anasından yeni doğmuş çocuk gibi masum dönme müjdesi verilmeyecektir herhalde? Hangi sabrı göstermiş, hangi fedakarlıkta ulunmuş ki onun karşılığı olarak verilsin böyle günahsız dönüş mükafatı?.

Muhterem hacılarımıza ‘Dağ meyvesi acıdır fakat şifalıdır' diyerek yorumlarımızın acı kısmından bağışlanmamızı dilerken, gönülden yaptığımız dualarımızda da diyoruz ki:

- Haccınız mebrur, sayiniz meşkur, zenbiniz mağfur; ibadetleriniz de makbul olsun efendim. Sabır ve selametle gidesiniz, şevk ve şükürle affedilmişlerden olarak dönesiniz inşallah…
 
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder