2 Ekim 2015 Cuma

Kardeşliğinizi şüpheye kurban etmeyin

Kardeşliğinizi şüpheye kurban etmeyin

 
Cemil Tokpınar

c.tokpinar@meydangazetesi.com.tr
02 Ekim 2015, 01:43


Rabbimiz, “Müminler ancak kardeştirler” hükmünün yer aldığı Hucurat Suresi’nde, ‘suizan, kusur araştırma ve gıybeti’ yasaklayan ayette şöyle buyurur:

“Ey iman edenler! Zandan çok sakının. Çünkü zanların bir kısmı günahtır. Birbirinizin gizli hallerini araştırmayın. Kiminiz kiminizi gıybet etmesin. Hiç sizden biriniz ölmüş kardeşinin cesedini dişlemekten hoşlanır mı? İşte bundan hemen tiksindiniz! Öyleyse Allah'ın azabından korkun da bu çirkin işten kendinizi koruyun. Allah Tevvab’dır, tövbeleri çok kabul eder, Rahîm’dir, merhamet ve ihsanı boldur.” (Hucurat: 12)

Zamanla gıybete dönüşür


Zan, ihtimal ve tahmin üzere hüküm vermektir. Bunun için zanna dayalı hüküm ve bilgiler de zannîdir, doğruluğu şüphelidir, kesin değildir. Eğer zannın sebebi, kişinin kendi nefsi ise hata ve vebalin boyutu daha artmaktadır. Uhrevî sorumluluktan kurtulmak için çok zandan veya zannın çoğundan kaçınmak gerekir.

Zannın çoğunun günah olması, bazı zanların zararsız olduğunu gösterir. Sözgelişi, Allah’a ve müminlere hüsnü-zanda bulunmak vaciptir. Ayette yasaklanan zan, mümine karşı sui zan beslemektir ki, bu haramdır. Peygamber Efendimiz (a.s.m.), bir hadislerinde şöyle buyurur: “Zandan sakının. Çünkü zan, sözlerin en yalan olanıdır.” (Buharî, Vasâyâ: 8)

Bütün zanlar ve tahminler değil; ama kimi zanlar, gıybet hâlini alır. İmam Gazalî, bunu ‘kalp ile gıybet’ şeklinde tanımlamış; ‘bir kimsenin ayıbını insanın kendi kendine söylemesini’ bile reddetmiş; kalp ile gıybeti, ‘gözü ile kötü bir şeyi görmeden, kulağı ile duymadan, bir kimseye suizanda bulunmak’ şeklinde tarif etmiştir. (Kimya-yı Saadet, s.388)

Suizandan kaçınmak gerek


Mümin bir kimse hakkında suizanda bulunmaktan şiddetle kaçınmak gerekir. Eğer aklımıza takılan bir şüphe, bir soru işareti varsa, ya iyiye yormalı veya kişinin kendisine sormalıyız.

Tabii, davranışlarımızın suizanna uğramaması için gayret etmek ve uygunsa açıklama yapmak gerekir.

Konuyla ilgili yaşadığı bir olayı Peygamber Efendimizin (a.s.m.) eşi Hz. Safiyye şöyle anlatır:

“Hz. Peygamber (a.s.m.) Ramazan ayında itikâfta iken akşam vakti yanına uğradım. Bir müddet konuştuk. Sonra geri dönmek üzere kalktım. Uğurlamak üzere de O kalktı. Kapıya kadar gelmişti ki Ensar’dan iki kişi oradan geçiyordu. Hz. Peygamber’i görünce hızlandılar. Rasulullah (a.s.m.) onlara ‘Biraz bekleyin, yanımdaki eşim Safiyye’dir’ dedi. Onlar ‘Sübhanallah’ dediler. ‘Bu da ne demek ey Allah’ın Resulu? (Sana suizanda mı bulunacağız?)’ Hz. Peygamber şöyle dedi: ‘Şeytan, damarlardaki kan gibi insanda dolaşır. Ben, onun kalplerinize bir kötülük atmasından korkarım.’” (Ebu Davud, Sünnet: 18)

Bu hadisten anlıyoruz ki, suizanna sebep olacak şeylerden kaçınmak, gerektiği yerde de açıklama yapmak gerekir.

Neler sebep olur?


Bir mümine beslenen kıskançlık, kin, düşmanlık, tarafgirlik, rekabet duygusu suizanna sebep olabilir. Bu kötü duyguların hepsi de yasaklanmıştır. Çünkü "Mümin, kardeşini sever ve sevmeli. Fakat fenalığı için yalnız acır. Tahakkümle değil, belki lütufla, ıslahına çalışır." (B. Said Nursî, Mektubat, 22. Mektup)

 Suizan etmenin sebeplerinden birisi de, insanın kendisini beğenmesi, başka kimseleri kendinden aşağı görmesidir. Oysa insan, herkesi kendisinden üstün bilmelidir. Çünkü herkesi kendisinden üstün gören bir kimse müminlere suizan etmez, sürekli hüsnüzanda bulunur.

En yalan söz


Efendimizin (a.s.m.) şu hadisi şerifi hepimize bu konuda yol gösterici mahiyettedir:

“Zandan sakının, zira zan, sözlerin en yalanıdır. Ey Müslümanlar! Birbirinizin kusurunu araştırmayın, haber koklamayın, haksız yere rekabet etmeyin, birbirinize haset etmeyin, birbirinize kin tutmayın, birbirinize sırt çevirmeyin. Ey Allah’ın kulları! Kardeş olun. Müslüman Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu mahrum bırakmaz, onu tahkir etmez. Kişiye şer olarak Müslüman kardeşini küçük görmesi yeterlidir. Her Müslümanın diğer Müslüman’a malı, kanı ve ırzı haramdır. Allah sizin suretlerinize ve kalıplarınıza bakmaz fakat kalplerinize ve amellerinize bakar.” (Buharî, Vasâyâ:8)
 
 
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder