19 Haziran 2016 Pazar

Aslıhan Erkişi - Kırık bir Ramazan hatırası

Aslıhan Erkişi - Kırık bir Ramazan hatırası

 
Aslıhan Erkişi

a.erkisi@meydangazetesi.com.tr
17 Haziran 2016, 08:00


Bir Ramazan günüydü. Annem habersiz birine iftara gittiğimizde, onların sofralarına misafir olduğumuzda tuttuğumuz orucun daha sevap olduğundan bahsetmişti.
 
Çocuğuz ya, o zaman her şey “2 kere 2= 4” mantığında. Başladım her gün birisine misafir olmaya. Habersiz de olacak ya, gittiğim evin kapısında bekler, ezan okundu mu basardım zile….

“Ben size iftara geldim. Annem daha sevap olduğunu söyledi böyle habersiz gelince…”

Gittiklerim ya 1 sokak alt mahallemizde oturan teyzemler ya da iki sokak aşağıda oturan dayım olurdu. Seve seve, büyük bir mutlulukla sofralarında yer açarlardı. Eniştemin malzemesini kendi vererek yaptırdığı bol susamlı yumurtalı pidenin kokusunu unutamam. Annemin artık yeter gitme evimizde iftar yapalım sözleri hiç etkili değildi. Çünkü diğer türlüsünün ucunda sevap vardı.

RAHİME TEYZE SİZE İFTARA GELDİM

Hep teyzemlere, dayımlara iftara gidecek değildim. Zaten artık geleceğim günü neredeyse ezberlemişlerdi. Bu sefer mahallemizde oturan yaşlı ve yalnız bir teyzemiz vardı. Rahime teyze. Bir gün de ezanla beraber onun kapısını çaldım.

Biraz da çekinerek, “Şeyy merhaba Rahime Teyze ben size iftara geldim…”

Kuzum hoş geldin gelmesine ama benim bir çorbam ve kuru ekmeğim var dedi üzgün bir ifadeyle. Yanına bir şeyler eklemeye kalkıştı ve bugün gördüğümüzün aksine, yerde olan iftar sofrasını masaya taşımaya kalkıştı. O gün belki beni üzmemek için, belki daha iyi ağırlamak içindi bütün uğraşı ama ona bu denli telaş yaşattığım için çok üzülmüştüm. Ne kadar ısrar etsem de menüye patates kızartması ekleyerek yer sofrasını masaya taşıdıktan sonra iftarımızı yapmıştık.

Eve memnun döndüm dönmesine ama bir o kadar da mutsuzdum. Sebebini biliyor fakat tarif edemiyordum. Ağzımı bıçak açmıyordu. Durumu anneme anlatıp anlatmama konusunda tereddüt edip yatmıştım. Ertesi gün Rahime teyze anneme biraz da mahcup bir ifadeyle çok memnun olduğunu fakat tek başına olduğu için evde bir çorba olduğunu söyleyip “Çocuğu yeterince ağırlayamadım” demiş. Annem bir gece önceki mutsuzluğumun sebebini anlamış oldu böylece. Daha sonraki günlerde Rahime Teyzeyi biz de iftar sofrasında misafir etmiştik. Biraz olsun içim rahatlamıştı, en azından yalnız başına orucunu açmamıştı…

BABA BU BÖLÜMÜ ANNEME OKUTMA!

Babacım, gazeteyi her gün aldığını ve yazılarımı da okuduğunu biliyorum ve senden rica ediyorum bu kısmı anneme okutma:) Annem kusura bakmasın ama babam çok güzel yemekler yapar. Annem de çok güzel yemek yapar ama babamın yemekleri bir tık daha iyidir. (Okuma ihtimaline karşı)

Babalar Günü’nde bu sefer babamın sofrasına misafir olmayı planlıyorum. Haberli oldu gerçi ama özellikle haber veriyorum ki en sevdiğim enginar dolmasını yapmayı unutmasın.

Ve Babam! dedim… Babalar Günü için şuraya iki satır yazayım diye ama.

Ellerim titredi uzun süre yazamadım. Kalbimdekileri yazıya dökmekten korktum. Olur ya, babası olmayan dostlarım, arkadaşlarım vardır okuyup üzülürler...Belki de bize nazar değmesinden korktum… Bilmem ki her baba gibi misin yoksa benim babam olduğun için mi bu hissettiklerim. Bak yine yazamıyorum bu sefer de göğsüm sıkıştı ama merak etme seni andım ya ondan. Yanımda değilsin ya özledim, belki ondan…

Babam…


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder