10 Haziran 2016 Cuma

Cemil Tokpınar - Tövbe ederek arının

Cemil Tokpınar - Tövbe ederek arının

 
Cemil Tokpınar

c.tokpinar@meydangazetesi.com.tr
10 Haziran 2016, 08:00

Ramazan ayı günahlarımıza tövbe edip yepyeni bir başlangıç yapmak için muhteşem bir fırsattır. Çünkü bu ayda yapılan tövbe ve istiğfarlar kabul edilir ve kul affa nail olur.
 
Peygamberler dışında bütün insanlar günah işleyebilir. Nasıl ki, Rabbimizin Rezzak ismi açlığı, Şafi ismi hastalıkları gerektirir; Tevvâb, Gafûr, Afüv gibi isimler de hata ve günahların var olmasını şart kılar. Nitekim Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bu gerçeği şöyle ifade eder:

“Nefsim kudret elinde olan Zâta yemin ederim ki, eğer siz hiç günah işlemeseniz, Allah sizi toptan helâk eder; sonra günah işleyen, arkadan da istiğfar eden bir topluluk yaratır ve onları mağfiret ederdi.” (Müslim, Tevbe: 9)

Çünkü Allah’ı hakkıyla tanımak ve ibadet edebilmek için insanın günahlarla imtihanı gerekiyordu. Önemli olan günaha girmemek için çırpınmak, ama günah işleyince de hemen pişman olup istiğfar etmektir.

İstiğfar Allah’ın hoşuna gider

Günah işleyip hüzünle dolan kalbini rahatlatmak için Rabbine sığınan, O’ndan af ümit eden bir kulun hâli Rabbimizin çok hoşuna gider. Çünkü tövbe ve istiğfar kulu Allah’a yaklaştırır.
 
Rabbimiz, Kendisinden asla ümit kesilmemesini emrederek, şöyle buyurur:

“Ey günah işleyerek nefislerine zarar vermede haddi aşan kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin! Allah dilerse bütün günahları bağışlar. Çünkü O çok affedici ve çok merhametlidir.” (Zümer:53)

“Allah affeder” deyip günaha girilmez


Elbette ki, insanın günah işlemeye eğilimli yaratılması ve Rabbimizin affının genişliği, insanları günaha karşı umursamaz yapmamalıdır. Çünkü henüz günah işlemeden, bunları düşünüp günaha girilmez. Zira nereden biliyoruz ki, günahtan sonra tövbe ve istiğfara vakit bulacağız? Acaba tövbemiz kabul edilip affedilecek miyiz? Öyle bir imtihana muhatabız ki, gerçek sonuçlar ancak ahirette belli olacak. Bunun için salih kimseler zerre kadar bile olsa günaha girmemek için çırpınmışlardır.

Rabbimiz bu konuda bizi şöyle uyarır:

“Ey insanlar! Rabbinizin emir ve yasaklarına karşı gelmekten sakının. Ve öyle bir günden korkun ki, ne babanın evlâdına, ne evlâdın babasına hiçbir faydası olmaz. Allah’ın vaadi şüphesiz haktır; sakın dünya hayatı sizi aldatmasın. O çok aldatıcı şeytan da, Allah’ın azabını unutturup sadece affına güvendirerek sizi isyana sürüklemesin.” (Lokman Suresi: 33)
 
Önemli bir husus da şudur: İyi ve faziletli bir mümin, günahlarını büyük, sevaplarını küçük görür. Çünkü asıl mesele, günah işlememek için olağanüstü bir gayret sarf etmektir; buna rağmen günaha düşülürse, hemen tövbe ve istiğfarla Allah’a sığınmaktır.

Tövbe ve istiğfar bir ibadettir


Kur’an’ın birçok ayetinde geçtiği gibi tövbe ve istiğfar etmek Allah’ın bir emridir ve başlı başına bir ibadettir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) günahsız olup geçmiş ve gelecek günahlarının bağışlandığına dair Rabbimizden müjde aldığı hâlde günde yetmiş, bazen yüz kez tövbe istiğfar ettiğini belirtmiştir.
Rabbimiz günah işleyen kimselere tövbe yolunu göstererek, şöyle müjde verir:
 
“Ancak tövbe eden ve güzel işler yapanlar bundan müstesnadır. Allah onların günahlarını silip yerlerine iyilikler verir. Allah çok bağışlayıcı, çok merhamet edicidir.” (Furkan: 70)
 
Çok tövbe etmek, Allah’ın sevgisini kazandırır: “Şüphesiz Allah, tekrar tekrar günah işlediği halde üst üste tövbe eden kulunu sever.” (Bakara sûresi: 222)
 
Mademki Allah tövbe edenleri sever, o hâlde sık sık tövbe ve istiğfar etmemiz gerekir. Tövbe, yapılan günahtan pişman olmak, üzülmek, bir daha işlememeye karar vermektir. Tövbe eden kişi, Allah’ın rahmetine ve mağfiretine güvenmeli, Ondan ümit kesmemelidir.
 
Tövbe ve istiğfarın en kısası şöyledir: “Estağfirullah ve etûbü ileyh = Allah’tan bağışlanma diler ve günahlarım için O’na tövbe ederim.”
 
Rabbim Ramazan’da tövbe ve istiğfar ile arınıp bayrama tertemiz giren kullarından eylesin.

 
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder