22 Eylül 2016 Perşembe

İslâm Toplumunda Adalet

İslâm Toplumunda Adalet    
 
İslâm toplumunun temelinde Kitap ve Mizan vardır. Müslümanlar kitaba uyarak mizanı yerine getirirlerse, yani ölçülü davranıp aşırılığa, yanlış yollara sapmazlarsa, adaleti sağlarlar. Mizanın dengesi bozulduğu zaman, adalet kaybolur gider. İnsanlar en doğal haklarını bile alamazlar. Toplumdaki zalimler gücü ellerine geçirdikleri zaman da zulümler artar. Güç ve iktidar, adaletin emrinde olmalıdır. O zaman hukukun üstünlüğü sağlanır ve insanlar haklarına kolaylıkla ulaşırlar. Kendini hukukun üstünde gören güçler, adalet anlayışını çiğner geçerler.
 
İslâm’a göre bütün insanlar bir ana-babadan meydana geldikleri için birbirlerine karşı üstünlükleri yoktur. Doğuştan herkes eşittir. Üstünlük ancak takva ile olabilir. Kim Allah’tan (c.c.) hakkıyla korunursa onun derecesi daha üstün olur. [1]
 
Dikkat çeken bir nokta da şudur ki, Allah (c.c.) kendi sözünün (Kur’an) doğruluk bakımından da, adalet bakımından da tam olduğunu belirtiyor. Öyleyse adaletli ve doğru olmak, O’nun sözüne (Kitabına) uymakla gerçekleşir.
 
Kur’an’a göre gerçek adaletin ölçüsü hakka uymaktır. [2] Hak neyi gerektiriyorsa onu yapmak, hak kime ait ise onu sahibine vermek, hak ile hükmetmekten ayrılmamak, her konuda hakkı ölçü almak, herkesin ve her şeyin hakkını korumakla adalet yerine getirilir.
 
İslâm, hakların yerine ulaşması için adaleti emrederken, ilâhi adaletin de ahirette herkese hakkını vereceğini ve hiç kimseye haksızlık yapılmayacağını bildiriyor. [3]
 

Dünyada tarih boyunca adaletle hükmeden devletlerin ve toplumların asırlarca yaşadıkları, adaleti bırakıpzulüm ve haksızlıkla hükmeden devlet ve toplumların ise çabuk yıkılarak yok olduklarını ve dünya haritasından silindiklerini tarihler yazmaktadır.       

 

                                             Ahirette Adalet

 
Kur’an-ı Kerim’de buyurulur:
“O gün tartı tam doğrudur. (Herkesin yaptığı tartılır), kimin (sevap) tartıları ağır gelirse, işte onlar kurtulanlardır. Kimin (sevap) tartıları hafif gelirse, işte onlar da ayetlerimize haksızlık etmelerişnde ötürü kendilerini zarara sokanlardır.” [4]
 
“İşte o gün bölükler halinde insanlar, kabirlerinden çıkıp yüce divana dururlar, ta ki yaptıklarının karşılığını görüp alırlar. Zerre ağırlığınca hayır yapan onu bulur, zerre ağırlığınca şer yapan da onu bulur.” [5]             
 


[1]  Hucurat sûresi,  49/13.
[2] A’raf sûresi,  7/159.
[3] Enbiya sûresi,  21/47.
[4] A’raf sûresi,  7/8-9.
[5] Zilzal sûresi,  99/6-8.
 

--

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder