17 Eylül 2016 Cumartesi

İSLAM AHLAKÇILARININ AHLAK EĞİTİMİ-6

İSLAM AHLAKÇILARININ AHLAK EĞİTİMİ-6
 
 ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI’NIN AHLÂK EĞİTİMİ
 
               İbrahim Hakkı ve Marifetname isimli eseri
 
İbrahim Hakkı (ö. 1195/1780) büyük Türk düşünürü ve ahlâkçısıdır.
Erzurum’un Hasankale ilçesinde doğmuş, uzun süre Siirt’te şeyhi ve mürşidinin köyü olan Tillo’da yaşamış ve orada vefat etmiştir.
       
On beş kadar ahlâki ve tasavvufi eseri vardır. Bunların en çok tanınanı, Ma’rifetname’dir. Bu eserinde çağındaki ilmi keşiflere, astronomik bilgilere, sosyoloji ve psikoloji konularına büyük yer vermiştir. Nakşibendiyye mensup olan İbrahim Hakkı, Ma’rifetname’de bu tarikatın esaslarından da bahseder.
 
Şimdiye kadar on defadan fazla basılmış olan eserin dili oldukça sadedir.
       
                     İbrahim Hakkı’nın Öğretim Metodu
 
Konuları işlemeye başlarken İbrahim Hakkı, okuyucusuna “Ey aziz!” diye hitap eder. Bunun peşinden de konunun özelliğine göre yani ahlâk, tasavvuf, hikmet veya astronomiyle ilgili oluşuna göre, o ilmin ileri gelenlerinden nakiller yaparak konuya girer. Bu giriş ifadeleri: “Ehl-i edep demişlerdir ki…” “Ehlullah demişlerdir ki…”
 
“Ehl-i hikmet demişlerdir ki…”
 
“Ehl-i hey’et demişlerdir ki.” şeklindedir.
      
Konunun bitişiden sonra de çoğu kez “nazım”, “mesnevi”, “şiir”, “ruba’i”, “beyt” gibi başlıklar altında manzumeler getirir.
      
İbrahim Hakkı, konu arasında ayet ve hadislere büyük ölçüde yer vermekte, hatta bazı konuları sırf hadis mealleriyle işlemektedir.
 
Örnek:
Öğrencinin hocasından ilim öğrenme edebi :
“ Ey aziz! Şunu bil ki, ahlâkçılara göre öğrencinin hocasından yararlanmasının edep ve usulü şunlardır:
1. Yanına gittiğinde, Hocaya selâm verip, ayakta beklemek.
 
2. Hocasının izniyle oturmak.
 
3. Namaz kılıyormuş gibi saygılı bir şekilde durmak.
 
4. Hocasının huzurunda az konuşmak.
 
5. Hocası sormadıkça bir şey söylememek.
 
6. İzin istemeden soru sormamak.
 
7. “Falan senin söylediğinin aksini söylemiştir” deyince hocaya karşı  gelmemek.
 
8. Meselenin doğrusunu hocasından daha iyi bildiğini söylememek.
 
9. Hocanın huzurunda iken arkadaşının kulağına bir şey fısıldamamak.
 
10. Başını önüne eğmek, etrafına bakmamak.
 
11. Hoca usanıp sıkılınca susup konuşmamak
 
12. Hoca gidip geldikçe ayağa kalkmak.
 
13. Hoca gitmek üzere ayağa kalkınca artık soru sormamak.
 
14. Hoca yolda giderken ona bir şey sormadan yanı sıra gitmek.
 
15. Hocanın çocuklarına ve yakınlarına bile saygı ve hürmet göstermek.
 
16. Hoca, beğenilmeyen, uygun olmayan bir şey yapacak olursa su-i zanna kapılarak o hareketi başkalarına duyurmamak ve, “Bunu o daha iyi bilir, bir bildiği var ki, böyle yaptı” demek gerekir. Akla kötü fikir gelince de Hz. Musa ile Hızır (a.s)’ın kıssasını hatırlamalıdır.
      
İşte her ilim yolcusunun, hocasına karşı böyle edepli davranması gerekir. Büyükler: “Gayeye ulaşanlar, hürmet ve saygılarıyla ulaştılar; kaybedenler de hürmet ve saygıyı terk etmeleri sebebiyle kaybettiler.” demişlerdir.
 
“ Üstadına tazim et, zira ki denilmiştir.
“ Bana bir harf öğreten, beni kendine köle etmiştir.” (1)
             
 
 
 
 
 
 
 
 
 
---------------------------------------
(1)  Marifetnâme, İbrahim Hakkı s. 539-540.
 

 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder