27 Kasım 2017 Pazartesi

İSLAM'DA HAYVAN HAKLARI-3

İSLAM'DA HAYVAN HAKLARI-3

Abdullah b. Cafer anlatıyor:
 فَدَخَلَ حَائِطًا لِرَجُلٍ مِنَ الْأَنْصَارِ فَإِذَا جَمَلٌ، فَلَمَّا رَأَى النَّبِيَّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ حَنَّ وَذَرَفَتْ عَيْنَاهُ، فَأَتَاهُ النَّبِيُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَمَسَحَ ذِفْرَاهُ فَسَكَتَ،
 
Bir gün Allah'ın elçisi beni yanına aldı. Ensar'dan bir adamın bahçesine gittik. Orada bir deveyle karşılaştık. Deve, Allah'ın elçisini görünce inledi ve gözlerinden yaşlar boşandı. Hz. Peygamber (sas) devenin yanına gidip onun kulak dibini okşadı ve deve sustu.
فَقَالَ: مَنْ رَبُّ هَذَا الْجَمَلِ، لِمَنْ هَذَا الْجَمَلُ؟
 
Hz. Peygamber: "Bu devenin sahibi kim? Kimin bu deve?" diye sordu.
فَجَاءَ فَتًى مِنَ الْأَنْصَارِ فَقَالَ: لِي يَا رَسُولَ اللَّهِ.
 
Ensar'dan bir genç geldi ve: "Benim Ey Allah'ın elçisi!" dedi.
فَقَالَ:أَفَلَا تَتَّقِي اللَّهَ فِي هَذِهِ الْبَهِيمَةِ الَّتِي مَلَّكَكَ اللَّهُ إِيَّاهَا؟ فَإِنَّهُ شَكَا إِلَيَّ أَنَّكَ تُجِيعُهُ وَتُدْئِبُهُ
 
Hz. Peygamber: "Allah'ın seni sahibi kıldığı bu deve hakkında Allah'tan korkmuyor musun? Bak bu deve: Senin onu aç bıraktığını ve yorduğunu bana şikâyet ediyor." dedi.[22]
 
İmam Malik şu hâdiseyi nakletmiştir: "Ömer b. el-Hattab kerpiç yüklü bir eşeğe rastladı. Üzerinde bulunan kerpiçlerden ikisini alıp yere koydu. Eşeğin sahibi olan kadın geldi. Bunu görünce -kızarak- Ömer'e: Sana ne benim eşeğimden? Buna da mı yetkin var? diye çıkıştı. Hz. Ömer: "Evet, şayet Irak'ta bir katırın yolda ayağı kaysa, onun yolunu niye hazırlamadın, diye kesinlikle Ömer'den sorulacaktır." dedi.
 
Yine Hz. Ömer'in, devesine gücünün üzerinde yük yükleyen bir kişiyi cezalandırdığı, bir devenin palan sürtmesinden dolayı oluşan yarasını okşayıp: "Senin başına gelen şeyden dolayı da sorguya çekilmekten korkarım." dediği de rivayet edilmiştir.
 
Ebu'd-Derdâ'nın ölmek üzere olan devesine şöyle seslendiği söylenmektedir:
 
"Ey deve! Rabb'inin huzurunda sakın benden davacı olma; çünkü ben sana gücünün üstünde hiçbir şey yüklemedim."
 
Hayvanlara Kötü Söz Söylemek
 
Hz. Peygamber (sas) bir seferde iken, bindiği devesine lânet okuyan bir kadın görmüş ve şöyle buyurmuştur:
خُذُوا مَا عَلَيْهَا وَدَعُوهَا، فَإِنَّهَا مَلْعُونَةٌ
 
 "Onu devenin üzerinden alınız ve deveyi salınız; çünkü onun kendisi lânetliktir."[23]
 
Rasulullah buyurdu ki:
لَا تَسُبُّوا الدِّيكَ فَإِنَّهُ يُوقِظُ لِلصَّلَاةِ
 
"Horoza sövmeyiniz, zîrâ o, namaz için uyandırıyor."[24]
 
Hayvanların Temizliği ve Bakımı:
 
Hz. Peygamber Ebu Hüreyre’den gelen bir rivayette koyunların burunlarının silinmesini, ağıllarını temizlenmesini, buyurmuştur.[25]
 
Hayvan Dövüştürmek
 
İbn Abbas’ın rivayetine göre, Rasulullah (dövüştürmek için) hayvanları birbirine kışkırtmayı yasaklamıştır. Horoz, deve, boğa, köpek, koç vb. hayvanları dövüştürme hep bu yasak içinde yer alır. Bunlar aynı zamanda hayvanlara eziyet etmektir.[26]
 
Hayvanların Sahibi Üzerindeki Hakları
 
Rasulullah şöyle buyurmuştur:
 
“Hayvanın sahibi üzerinde altı hakkı vardır: İndiğinde ot vermesi, bir sudan geçince ona su vermesi, sebepsiz yere dövmemesi, takatinin üzerinde yük yüklememesi, gücünden fazla yol yürütmemeli ve uzun bir süre üzerinde durmamasıdır.”[27]
 
Osmanlı’da Hayvanlar İle İlgili Kanunlar
 
Hayvan haklarına ilişkin hukuksal normlar, Osmanlı Kanunnâmelerinde ilk dönemlerden beri yer almış bulunmaktadır. Sözgelimi, II. Bâyezid devrinde hazırlanan 1502 tarihli İstanbul Belediye Kanunnamesindeki şu hüküm bu kabildendir:
 
Ve ayağı yaramaz beygiri işletmeyeler. Ve at ve katır ve eşek ayağını gözedeler ve semerin göreler. Ve ağır yük vurmayalar; zira dilsiz canavardır.
 
Her kangısında eksik bulunursa, sâhibine tamam ettire. Etmeyeni ve eslemeyeni gereği gibi hakkından gele. Filcümle bu zikrolunanlardan gayrı her ne kim Allah Teâlâ yaratmıştır, hepsinin hukukunu muhtesip görüp gözetse gerektir, şer’î hükmi vardır.[28]
 
Maddeler Halinde Hayvan Hakları:
 
a) Bunların en başında geleni hayvanların yaşama haklarıdır.
b) Hiçbir hayvana kötü davranılamaz, acımasız ve zalimce işlem yapılamaz.
c) Bütün hayvanların, insanlarca gözetilme, bakılma ve korunma hakkı vardır.
d) Hayvanlar meşru bir gerekçe olmadan öldürülemez. Bir hayvanın öldürülmesi zorunlu olursa, bu, bir anda, acı çektirmeden ve korkutmadan yapılmalıdır.
e) Yabani türden olan bütün hayvanlar, kendi özel ve doğal çevrelerinde, karada, havada ve suda yaşama ve üreme haklarına sahiptir.
f) Geleneksel olarak insanların çevresinde yaşayan türden olan hayvanlar, uyumlu bir biçimde yaşama ve üreme haklarına sahiptir.
g) İnsanların kendi çıkarları yada eğlenceleri için bu uyumda yada şartlarda yapacakları her türlü değişiklik, bu haklara aykırıdır.
h) Bütün çalışan hayvanlar, iş süresinin yoğunluğunun sınırlandırılması, onarıcı ve güçlerini artırıcı bir beslenme ve dinlenme haklarına sahiptirler.
ı) Hayvanlardan insanların eğlencesi olsun diye yararlanılamaz.
 
Burada dikkat edilmesi gereken bir diğer husus, hayvanlara tanınan söz konusu hakların insanlar tarafından verilen başka bir ifadeyle beşerî kaynaklı değil, üstün bir iradeye dayanmakta olduğudur. Hayvanların insanlar üzerinde haklarının yalnızca günah korkusuna dayanmayıp İlâhî irade tarafından hayvanlara bahşedildiği bilincinin, Müslüman toplumların tarih boyunca hayvan hakları olgusunda hassas olmalarında etkin olduğu inkâr edilemez bir gerçektir. Hz. Peygamber’in özellikle evcil hayvanlarla ilgili olarak üzerinde durduğu önemli hususlardan biri, onların yapılarına uygun düşmeyen tasarruflardan kaçınmaktır. Hayvanların yaratılış gayeleri doğrultusundan saparak, fıtrat harici işlerde kullanılmaları İslâm’a aykırı olmaktadır.
 
Hazırlayan: Mehmet ERGÜN / Vaiz
 
 [22] Ebu Davud.
[23] Müslim.
[24] Ebu Davud.
[25] Muvatta, İbn Hanbel.
[26] Ebu Davud, Tirmizi.
[27]Mustedrek’ul-Vesail, 8/258/9393
[28]İstanbul İhtisâb Kanunnâmesi, Topkapı Sarayı,R. 1935, Vrk. 96/b106/b, md. 58,73
 
BU YAZI AŞAĞIDAKİ SİTEDEN ALINMIŞTIR:
 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder