Müʼmin, musîbetlerin bütün şiddetiyle gelip çattığı anda nasıl davranmalı? Sabrın önemini belirten kıymetli bir delildir ki Cenab-ı Hakk, sabır kahramanı Eyüp -aleyhisselam-ı, musibetlere karşı gösterdiği sabır sebebiyle “Ne güzel kuldu!” hitabıyla niteliyor. İşte Osman Nuri Topbaş Hocaefendi’nin anlatımıyla; sabır…

Rabb’imiz çok sabırlıdır. Günahkâr kullarından intikam almak için acele etmez. Bilâkis onların tevbeye yönelerek hâllerini ıslah etmeleri için sabırla sayısız fırsatlar lûtfedip mühlet verir.

MÜ’MİN ÖFKELENİP ACELEYLE HÜKÜM VERMEMELİ

Mü’min de dâvâsına hizmet yolunda başına gelen ezâ ve cefâlara sabretmesini bilip bu ilâhî sıfattan hisse almaya gayret etmeli. Öfkelenip aceleyle hüküm vermemeli, şikâyet ve sızlanmayı terk etmeli, musîbetlerin bütün şiddetiyle gelip çattığı anda bile sabrın sonundaki selâmeti düşünerek gönül huzurunu korumalı.

İLAH-İ RIZAYA TÂLİP OLAN ÖNCELİKLE TAKDİR-İ İLAHİYE RAZI OLMALI

Rabb’inin rızâsını dileyen, evvelâ kendisi O’nun takdîrine rızâ hâlinde olmalıdır. Kim Allâh’ın takdîrine rızâ hâlinde yaşarsa, o kimse dâimâ ilâhî rahmet tecellîleri altında olur. Velev ki ağır hastalık, çile ve ıztırapların içinde bile olsa… Çünkü Allah onun her zaman yâr ve yardımcısıdır ve en sonunda onu mükâfatlandıracaktır.

SABREDEN PEYGAMBER EYYUB  İÇİN ALLAH-U TEÂLÂ: “NE GÜZEL KULDU”

Bu hususta Eyyûb u’ın hâli güzel bir numûnedir. Zira o, başına gelen tahammül ötesi iptilâları büyük bir sabır ve teslîmiyetle karşılayıp Hakk’ın takdîrine rızâ göstermiştir. Cenâb-ı Hak da onun hakkında; “Ne güzel kuldu!” buyurmuştur.

Velhâsıl her hususta sabır lâzımdır: İbadette, muâmelâtta, varlıkta, yoklukta vs… Çünkü hayatta her şey, ilâhî imtihan malzemesidir. Bunun için, bilhassa Kitap ve Sünnet’in emirleri istikâmetinde yaşayabilme gayretinde ve Hakk’a dâvet hizmetinde yorulmamak, bezginlik göstermemek ve hayâtın her safhasında sabırlı olmak îcâb eder.

SABRETMEK, EBEDÎ SAADET SERMAYESİDİR

Hak dostu Hâtem-i Esam Hazretleri şöyle buyurmuştur:

“Güzel ahlâkın en mühim tecrübe noktası, eziyetlere sabretmek ve külfete tahammüldür. Başkasının kötü huyundan şikâyet etmek, kendi kötü ahlâkının delilidir. Çünkü güzel ahlâk, aynı zamanda eziyetlere katlanmak demektir.” (İhyâ, III, 161)

Dünyanın fânî olduğunu, oradaki cefâlara sabretmenin ebedî saâdet sermâyesi olacağını bilen bir mü’min de, karşılaştığı musîbetlerin yükünü kalbine koymaz, hayâtın değişen şartları karşısında muvâzenesini bozmaz, gönlünün rotasını Rabb’inin rızâsından başka bir yöne çevirmez.

Kaynak: Osman Nuri Topbaş / Hak Dostlarının Örnek Ahlâkından – 2, Erkam Yayınları

http://www.islamveihsan.com/sabretmenin-mukafati-ne-guzel-kuldu.html