2 Mayıs 2013 Perşembe

Şirk'e düşmemek



Şirk kelimesi, ortak koşmak (ortaklık) demek, «tevhîd»kelimesinin zıddıdır.
Şerik ise, ortak de­mektir. Çoğulu «Şüreka»'dır.
 
Kur'an-ı Kerîm'de insanlar, tevhide, yani Allah'ı birlemeye davet edilmişler,
O'na gerek zâtında, gerek sıfat ve fiillerinde başkalarını şerik, yani ortak kılmaktan, yalnız Allah'a mahsus olan ibâdette başkalarını O'na ortak etmekten şid­detle menedilmiştir.

Bu sebeple Kur'an-ı Kerîm'de; «Şirkin pek büyük bir günâh ve zulüm olduğu»(1) LOKMAN,13

 
Hak Teâlâ'nın «Kendisine şerik koşulmasını asla affetmiyeceği, bundan başka olan günahları dileyeceği kimseler için affedeceği bildirilmektedir.» NİSA,49


Bizi bir damladan yaratan tek Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmadan tam tevhit ve iman neye benzer?

Bilinçli bir âlim, derin anlamını bildiği halde 'yağmur beni ıslattı' derse,
yağmuru kesin fail görür ve şirke düşer.

Doğru söz 'Allah beni yağmurla ıslattı' demektir.

Ya da 'saat beşte filan yerde olacağım' derse kendisini kesin fail görür ve şirke girer.

Doğrusu 'inşallah, Allah nasip ederse saat beşte orada olacağım” veya
'saat beşte orada olma niyetinde ve kararındayım' demektir.

Nice kimseler Allaha inanırlar ama Allah'ın her anı yarattığından gafildirler.

Oysa Allahın emri ve izni olmadan evrende yaprak kımıldamaz.

Şu halde tevhit diline hâkim olmanın yolu,
modern bilim felsefesine göre cümle kurmamak,
hayatın her olayına Yüce Yaradan penceresinden bakmak
ve her andaki ilahi yaratış sürecini fark etmektir.

Dr. Muhammed Bozdağ
 


 
 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder