14 Nisan 2016 Perşembe

İYİLİK YAPMANIN FAZİLETİ

İYİLİK YAPMANIN FAZİLETİ

İyilik, insanlar arasındaki kaynaşmanın yollarından biridir. Kişiler başkalarına yardım ettikçe, onlara güzel davrandıkça, aralarında kavga, anlaşmazlık ve düşmanlık yerine dostluk, barış ve kaynaşma olur.

İyilik, sosyal hayatın kurulması ve işlemesi konusunda son derece önemli bir ahlâk kuralıdır.

Hz. Câbir'in rivayet ettiği bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz (s.a.v), "Her iyilik sadakadır" buyurmuştur. (Buhârî, Edeb, 33; Müslim, Zekât, 16 (nr. 52))

Yine Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
"İyiliklerine sevinen, kötülüklerine üzülen kimse mümindir."( Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 4/398; Tayâlisî, el-Müsned, nr. 31.)

Adî b. Hatim (r.a) anlatıyor: Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurdular:
"Âhirette herkese Rabb'i, aralarında bir tercüman olmaksızın, doğrudan doğruya hitap edecektir.

Kul ilâhî huzurda durdurulur; sağına bakar, hayatta iken gönderdiği (hayır) amellerden başka bir şey göremez. Soluna bakar, orada da hayatta iken işlediği (kötü) amellerden başka bir şey göremez. Ön tarafına bakar; karşısında (kendini beklemekte olan) ateşi görür.

(Ey bu dehşetli güne inanan müminler!) Yarım hurma sadaka vererek de olsa kendinizi ateşten
koruyun. Bunu da bulamazsanız karşınızdaki insana güzel bir söz söyleyerek kendinizi ateşten koruyun."( Buhârî, Rikâk, 49, 51, Tevhid, 36, Edeb, )

Enes b. Mâlikin (r.a) bildirdiğine göre Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurmuştur:
"Kıyamet günü insanlar saf saf dizilir. Cennet ehli de saf saf olur. O sırada cehennem ehlinden bir kişi cennet ehlinden birine uğrar ve, 'Ey falan! Hatırladın mı sen su istemiştin de ben sana bir içimlik su vermiştim'der. (Bu iyiliğini bahane ederek şefaat diler). Adam, o kimseye şefaat eder. Yine cehennemlik olan bir başka adam, cennetlik olan bir başkasının yanından geçer ve ona, 'Sana abdest suyu verdiğimi hatırlıyor musun?'der. (Bu iyiliği için kendisine şefaat ister. Oda hatırlar) ve ona şefaat eder."

Diğer rivayette şu kısım da vardır:
"Cehennemlik olanlardan biri cennetlik olanlardan birine gelir ve, 'Ey falan! Beni şöyle şöyle bir işe gönderdiğin günü hatırlıyor musun? Ben o gün senin için gitmiştim (Bu sözüyle şefaatini ister). Cennetlik olan kimse de ona şefaat eder."( İbn Mâce, Edeb, 8 (nr. 3684); İbn Ebüd-Dünya, İstinâu'l-Ma'rûf, nr.20.)

Emîrü'l-müminin Hz. Ali (r.a) der ki:
"Müslümanların hayırlısı, müslümanlara yardım eden ve faydalı olandır."( Şa'rânî, Tenbîhü'l-Muğterrin, s. 349.)
Muhammed b. Hanefiyye'nin (r.a) bir sözü: "İyilik yapan düşmez, düşse bile kırılmaz."( Şa'rânî, Tenbîhü'l-Muğterrin, s. 349.)
Muhammed b. Suka (k.s), "Bir insan, müslüman kardeşinin ihtiyacını görürse, Allah Teâlâ da ona çok yüksek dereceler verir" demiştir.

İbn Abbas (r. ah), "Bir din kardeşini sevindiren kimse, kıyamet günü Allah'ın azabından emin olan kimseler arasında yer alır" demiştir.( Şa'rânî, Tenbîhü'l-Muğterrin, s. 352.)

Hasan b. Salih (rah) der ki: "İyilik yapmak, bedende kuvvet, kalpte nur, gözde ışıktır. Kötülük
yapmak ise bedende gevşeklik, kalpte karanlık ve gözde körlüktür."

İmam Mücâhid (rah) der ki: "Kişi evlâdının iyiliği ile mezarında güzel müjdelere ulaşır."

Muhammed Bakır (r.a) demiştir ki: "Dünyada insana en iyi yardımcı, din kardeşlerine iyiliktir."( İbnü'l-Cevzî, Sıfatû's-Safve, 1/460; Şa'rânî, Tabakatü'l-Kübrâ, 1/32.)
Şa'bî (rah) şöyle der: "Dünyada iyi bir şey bırakana, Allah Teâlâ ona âhirette daha hayırlısını
verir."( Ebû Nuaym, Hilyetü'l-Evliyâ, 4/312.)

İbn Abbas (r.a) diyor ki: "Müslümanlardan bir ailenin bir aylık, bir haftalık veya Allah'ın dilediği
zamana kadar geçimini temin etmem, benim için ikinci kez hac yapmaktan daha iyi ve daha faziletlidir."

Müminlerin emîri Hz. Ali (r.a) şöyle demiştir:
"İhtiyacını karşılayabileceğimi veya benim vasıtamla işlerinin kolaylaşacağını umarak bana gelen bir kimsenin ihtiyacını karşılamaktan daha büyük bir nimet bilmiyorum. Bir müslümanın ihtiyacını karşılamak, benim için, dünya dolusu altın ve gümüşümün olmasından daha iyidir."

Şu söz de onun: "Her kişinin kıymeti, yaptığı iyilikle belli olur."( Mâverdî, Edebü'd-Dünyâ ve'd-Dîn, s. 63.)
 
http://www.mumsema.org/   Sitesinden alınmıştır.
 
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder