17 Nisan 2016 Pazar

Bu kulu ne yapalım?


Bu kulu ne yapalım?

Dede Ömer Ruşeni "rahmetullahi aleyh", Evliyanın büyüklerindendir.
Aydın’da doğdu.
Tebriz’de vefat etti.

Bir gün şunu anlattı sevdiklerine:

Ahirette bir kimsenin hesabı görülür.
Günahıyla sevabı eşit gelince, melekler sorarlar:
- Ya Rabbi bu kulu ne yapalım?

Hak teâlâ;
- “Mahşere geri gönderin. Eşinden dostundan, akrabasından bir miktar sevap bulsun!” buyurur.

Adam mahşere geri döner.

Yakın akrabalarını arar, bulur ve yalvarır onlara:
- Ne olur, bana biraz sevap verin!

Akrabaları ondan uzaklaşırlar ve;
- Biz o sevaba senden daha çok muhtacız! derler.

Eli boş geri döner.

Mahcup ve perişan bir halde durumu meleklere arzedince, melekler;
- Ya Rabbi, bu kulun eli boş döndü! diye arzederler.

Hak teâlâ;
- “Dünyada Allah için sevdiği kimseler yok muydu? Onlara gitsin!” buyurur.
Adam tekrar mahşere döner.

Allah için sevdiği bir arkadaşını bulur ve;
- Ne olur, bana biraz sevap verir misin? diye yalvarır.

O arkadaşı;
- Hayhay! der. Sevaplarımın hepsi senin olsun!

Adam sevinçle geri döner.
Mizanda amelleri tekrar tartılır.
Ve sevapları ağır gelince Cennete sevk edilir.

Melekler tekrar sorarlar:
- Ya Rabbi, bütün sevaplarını veren o kulun ne olacak, kendine bir şey kalmadı?

Hak teâlâ meleklere;
- “O kulum benden daha mı cömerttir? İkisini birlikte Cennete koyun!” buyurur.

İki arkadaş kol kola Cennete girerler.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder