18 Ağustos 2016 Perşembe

İSLÂM AHLÂKININ KAYNAKLARI

İSLÂM AHLÂKININ KAYNAKLARI
 
Geçmişteki ve günümüzdeki ahlâk görüşlerinin çeşitliliği dikkate alındığında, bunların beslendiği kaynakların da değişik olduğu görülür. Bunların bir kısmı akla, bir kısmı topluma, bir kısmı da vicdana, devlet otoritesine, yahut da dinî ve ilâhî kaynaklara dayandırılmaktadır.
 
İslâm ahlâkının temel kaynakları ise, Kur’an-ı Kerim, Hz. Peygamber (s.a.v.)’in Sünneti, İcma-ı Ümmet (İslâm alimlerinin bir konuda ittifak etmesi), Kıyas-ı Fukaha (Yetkili İslâm hukukçularının olayları karşılaştırma yoluyla hüküm çıkarması), bir de Örf ve adetlerdir. Edille-i Şeriyye (İslâm’ın Kaynakları) denilen bu kaynaklar, aynı zamanda İslâm Hukukunun da temel kaynaklarıdır.
 
İslâm’ın Anayasası  Kur’an-ı Kerim, söz ve lafız olarak okunmasının ibadet ve kendisinin bütün dinî hükümlerin dayandığı bir kaynak olduğu gibi, ahlâki hüküm ve kuralların da çıkarıldığı ana kaynak durumundadır. Kur’an ahlâkı diğer ahlâklardan farklıdır. Çünkü o, geçmişin bütün derinliğini ve insan yaratılışının bütün özelliklerini en küçük hücrelerine kadar bilen Allah (c.c.)’ın gönderdiği ahlâktır.
 
Kur’an ahlâkının bir özelliği de yaratıcılığıdır. Bu ahlâk, başka hiçbir sistemde olmayan sertlik içinde yumuşaklığı, istikrar içinde gelişmeyi ve birlik içinde çeşitliliği bir araya getirmiştir. Bunun için de İnsan yaratılışına en uygun ahlâk sistemidir. Kur’an, hem nazari ahlâka ait temel ilkeleri ortaya koymuş ve hem de o zamana kadar hiçbir sistemin başaramadığı bir genişlik içinde ameli (pratik) ahlâka ait bütün kuralları göstermiştir. Kur’an ayetleriyle, nazari ve ameli İslâm ahlâkını ilk defa sistemli olarak 1951 yılında Muhammed Draz ‘La Moral du Koran’ (Kuran Ahlâkı) adlı doktora çalışmasında ele almıştır.
 
İslâm ahlâkının ikinci kaynağını, Hz Muhammed (s.a.v.)’in hayatı, sözleri ve yaşayış ilkeleri oluşturmaktadır. Aynı zamanda bunlar, ameli ahlâk alanında uyulması gereken esaslardır. Çünkü O’nun sözü, vahiyden başka bir şey değildir. (1)
 
En güzel ahlâkı tamamlamak için Allah (c.c.) tarafından gönderilmiş olan Hz. Peygamber (s.a.v.)’in ahlak ile ilgili sözleri ve davranışları, hadis kitaplarında ‘Ahlâk’ veya ‘Adab’ bölümleri şeklinde yer almaktadır.
 
 
Kitap ve Sünnet’e dayanan  ‘Kıyas’ ve ‘İcma’, ibadet ve hukuki konularda olduğu gibi, ahlâki konularda da kaynak olabilmektedir. Bu durumlarda ‘Kıyas’ ve İcma’ya başvurulması da bir Kur’an tavsiyesidir. (1) İslâm ahlâkı, Kur’an ve Sünnet kaynaklarıyla sınırlı kalmamış, bu iki kaynağın sınırları içinde icma ve kıyas gibi metodlarla kurallarını geliştirmiş ve daha da zenginleştirmiştir.
 
Bu kaynaklardan ayrı olarak, ‘Genel Ahlâk’ şeklinde ortaya çıkan örf ve adetler de ahlâk kurallarının ortaya çıkmasında rol oynayan unsurlardır. Bu kurallar aynı zamanda bir hukuk müeyyidesi özelliği de taşımaktadır. Bazı ahlâkçılar adetleri ahlâktan saymasalar da, örf ve adetlerin ahlâka temel olabilmeleri için  ilâhi vahyin ışık tuttuğu bir toplumda gelişip oluşması şarttır. Çünkü bu tip örf ve adetler, kuşaklar arasındaki kopukluğu önleyerek bütünleşmeyi sağlar.
 
 
 
(1) Nisa sûresi, 4/59.
(2) Necm sûresi, 53/3-4.
 
 
 


--
.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder