9 Nisan 2014 Çarşamba

Ahmed Şahin - Bişr-i Hâfî’den kitaplık çapta düşündüren sözler

Ahmed Şahin - Bişr-i Hâfî’den kitaplık çapta düşündüren sözler



AİLE-SAĞLIK Yazarlar Ahmed Şahin

Bişr-i Hâfî’den kitaplık çapta düşündüren sözler

 
 
Bişr-i Hâfî ömrünü ilim öğrenmek ve öğretmekle geçiren bir maneviyat büyüğü, bir tasavvuf üstadıdır. 
 
 
Tasavvuf mesleğinde ileri derecelere ulaşan bu mübarek zat, (H. 227) yılında Bağdat’ta rahmet-i Rahman’a kavuşmuştur. Geriye menkıbelerle dolu örnek bir hayat, özel ve güzel söz ve nasihatler bırakarak gitmiştir. Kitaplık çaptaki sözlerinin bazılarını birlikte okuyacağız bugün inşallah.
 
 ********
 
- Dünyada meşhur olma arzusuna kapılan kimse, asıl ahirette meşhur olma gerektiğini hissedemez. Bu sebeple dünyada meşhur olan nice kimseler var ki, ahirette meçhul kalırlar! Sakın sen de dünyada şöhret peşine düşüp de ahirette tanınmayanlardan olmayasın!
 
- Şöhreti çok seven kimse, Allah’ı çok sevdiğini söyleyemez.
 
- Övülmekten çok hoşlanmak, zeka eksikliğine işaret sayılır.
 
- Dünyâ ve âhirette kederlerden kurtulmak isteyenler, kötü ahlâk sâhipleriyle yakınlık kurup da onlarla haşır neşir halde bulunmamalılar. Çünkü kötü ahlak sahipleriyle birlikte yaşamak kötü koku üretenle birlikte yaşamak gibidir. Kendinde kötü koku olmasa da yanındakinden kendisine kötü koku siner, kötü kokulu adam haline gelir.
 
- İmam-ı Evzâî der ki: Bir zaman gelecek ki, gönülden dost olabileceğin kardeş, helâl sayabileceğin lokma ve sünnete uygun yaşayan örnekler görülemez hale gelinecektir. Asıl Müslümanlık da işte o zor zamanın Müslümanlığı olacaktır.
 
-Allahü Teâlâ’ya yakınlaşan kimse insanlara yaranma ihtiyacı duymaz.
 
-İnsanların sırlarını ortaya çıkaracak sorular sorma. Bir gün senin de sırlarını ortaya döken kimseler çıkar ortaya. Böylece yaptığının aynısıyla muamele görme adaleti tecelli eder senin hakkında da.
 
-Peygamberimiz ve sahabesine olan sevgini, güvendiğin amelin olarak düşünebilirsin. Çünkü peygamber ve sahabe sevgisi saf sevgidendir. Onlarda bulanıklık olmaz.
 
 -Âdemoğlunu dünyada takip eden musîbetlerin başında, sevdiklerinden ayrılması gelir.
 
-Bir kimse bize, hadîs anlat dediği zaman, anla ki, bize kolaylık göster, demek istiyor. Hadisler hep kolaylıklar talim ve telkin eder.
 
-Makâmların en yükseği, ölünceye kadar mütevazı hayatta kalma makamıdır. Bu sebeple mütevazı yaşayan insan hep yüksek makamda yaşayan kimse demektir.
 
-Bir kul Kur’ân-ı Kerîm’i hatmederse, melekler onun iki gözü arasını öperler ‘Alnı öpülecek kimselerden oldun şimdi sen’ derler.
 
-Kişi öfkesini yenmeye alışmadıkça takvâ da tutunamaz. Öfke öyle bir yangındır ki girdiğinde kazandığın takva amellerini tümüyle yakıp kül eder.
 
-Ana ve babanın evlatlarına duaları, bir peygamberin ümmetine olan duası gibidir.
 
-Akıllı kimse, hayrı ve şerri bilen kimse değildir. Akıllı kimse, hayrı gördüğünde ona tâbi olan, şerri gördüğünde de ondan uzaklaşan kimsedir.
 
-Kötülüklerini gizlediğin gibi iyiliklerini de gizlemeye gayret et ki, riyaya kapı aralamayasın.
 
-Dün öldü, bugün can çekişiyor, yarın da doğmadı. Öyle ise şu anı değerlendirecek işler yapmaya bak. Şayet gelecekte yaparım diyerek kendini aldatanlardan olmak istemiyorsan.
 
-Bişr-i Hâfî hastalığında ziyaretine gelenlere şöyle bir misal verdi: ‘Bir karınca yazın taneleri toplar, kışın yerdi. Bir gün topladığı taneyi yemek üzere ağzına aldığı sırada havadan inen bir kuş ağzındaki taneyi kapıp yukarıya uçtu. Karınca böylece topladığı şeyi ağzına almasına rağmen yiyemedi.
 
Dünyada insanlar da böyledir. Mal ve servet toplarlar ölüm kuşu gelip o kimseyi alır da topladıkları dünyalıkları hep başkalarına kalır, kendisine de hesabını vermek düşer.’
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder