12 Temmuz 2014 Cumartesi

Hekimoğlu İsmail - Fani dünyada dertler de fanidir

Hekimoğlu İsmail - Fani dünyada dertler de fanidir


Hekimoğlu İsmail
 

Fani dünyada dertler de fanidir

 
 
Peygamberimiz, “Dünya ile benim misalim, bir ağacın altında gölgelenip sonra terk edip giden yolcunun misali gibidir.” diyor. Anlıyoruz ki dünya fanidir. Fani dünyada dertler de fanidir, imtihan içindir.
 
 
Mülk Sûresi’nde buyruluyor: “O, hanginizin daha güzel amel yapacağını sınamak için ölümü ve hayatı yaratandır.” Öyleyse kolaylıkların en azı ve en çoğu, zorlukların da en azı ve en çoğu imtihan vesilesidir. Buna göre rahatlığa çok sevinmek, müşkülata çok üzülmek manasızdır.
İnsanlar bol bol isterler. Evli çiftler çocuk ister. Bu Allah’ın verdiği bir duygudur. Çocuk olur ya da olmaz. Her mesele gibi bu da Allah’ın takdiri iledir. Çocuk sahibi olmamak gibi olmak da çok büyük bir imtihandır. Çocuk sahibi olmak bir insanın sorumluluğunu almak demektir. Çocuğun beslenmesi, giyimi, sağlığı, eğitimi, terbiyesi, dini öğretimi… Hiç kolay değildir.
 
 
Çocuk doğuştan sağlıklıdır yahut değildir. Bu da ayrı bir imtihandır. Engelli yavrularına annelerinin hizmet etmesi Allah’ın şefkatindendir. Kadıncağız kapı komşusuna gitse nefesi daralır, yüreği sıkışır. Aklı çocuğunda kalır. Bu halde beş dakika oturduktan sonra, gidip çocuğa bakayım, diyerek kalkar. Her işini bırakıp hasta çocuğuna koşar.
 
 
Her canlının vazifesi vardır. Karşı binada, pencerenin içinde ot yeşermiş. Su yok, yeteri kadar toprak yok. Hayır, demiş, Allah bana yeşer dedi, ben de filiz verip yaprak açacağım. Bana göre bu ot kahramandır.
 
 
Çocuklar kendi işlerini kendileri göremezler, büyüdükçe kendilerine yetmeye başlarlar. Ancak engelli çocuk büyüse de tamamen kendine yetemez, her zaman bir çocuk çaresizliğinde kalır. Bu yavrular anne-babalarını belki göremez, belki onların ellerinden tutamaz, belki onlara gülümseyemez, belki minnetlerini dile getiremez. Fakat koca insanlar olduklarında da anne-babaları onlara küçük çocuk gibi bakmaya devam eder. Allah, onları bununla vazifelendirmiş. İşte, engelli çocuklarına hayatlarını adayan anne-babalar da birer kahramandır.
 
 
Bu dünyanın sonunda cennet gibi çok kıymetli bir kazanç vardır. Allah’ın verdiği vazifeyi yerine getiren kulların bu kazanca ulaşacakları kesindir.
 
 
Ota da, güneşe de hâkim olan Allah’tır. Annelere de, babalara da, evlatlarına da hâkim olan Allah’tır.
 
 
Üsküdar’da saatçi bir arkadaşım vardı. Oğlu bacaklarını doğuştan hiç kullanamıyordu, yürüyemiyordu. Çocuk on sekiz yaşına kadar yatalak halde yaşadı. Ebeveyni ona hizmet etti. Oğlu öldükten sonra arkadaşım dedi ki: “Yaşamasını isterdim. Onu arıyorum. O evimizin huzuruydu, bereketiydi. Acısını çekiyoruz.” Çocuk, kocaman delikanlı olmuş. Annesi babası onu besliyor, temizliyor. Şikâyet etmiyor. Huzurlular. Biliyorlar, bu dünya başıboş değil. İnsan dağdan yuvarlanıp dünyaya düşmüş bir taş değil. Bizi Allah yarattı, kullarına sahip çıkıyor. Sağlıklı ana babaya da, engelli yavruya da sahip çıkıyor.
 
 
Sağlığı yerinde olan insanlar şunu unutmamalıdır: Asıl engelimiz ahirette başımızı yakacak işlerimizdir.
 
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder