16 Temmuz 2014 Çarşamba

Tatlı Dil Yılanı Deliğinden Çıkarır

Tatlı Dil Yılanı Deliğinden Çıkarır
 

"Siz mallarınızla bütün insanları
     memnun edemezsiniz. Öyleyse güler
     yüzlülüğünüz ve güzel
     huyunuzla memnun ediniz." (i)


       Tatlı dilli, güler yüzlü olmak gerekir. Zira güzel yüzlü olmak elimizde olamasa da, güler yüzlü olmak elimizdedir. Bir güzel söz var:

       "Bir aileyi haylaz evlat, bir esnafı asık surat, bir yiğidi huysuz avrat, bir şoförü aşırı sürat yıkar." diye insanlara değer veren değerli olur. Tepeden bakan ve surat asan tepetaklak gider. Şimdi öykümüze bir bakalım:

       Köylünün biri ufak bir küpe bal doldurur, sırtına yükleyip pazarda satmaya çıkarmış. Ancak bir kaşık bile satamadan akşam eve dönermiş. Babası bu durumu merak etmiş. Neden oğlunun balını kimse almıyor? diye düşünmüş. Bir sabah oğlunun peşine takılmış ve takip etmiş. Çok geçmeden oğlunun neden balını satamadığını anlamış.

         Asık bir suratla "Bal, bal!" diye bağırdığı için, kimsenin ondan bal almadığının farkına varmış. Oğlunun yanına varmış ve: "Ben senin balını niye satamadığının sebebini buldum, demiş. Senin dilin bal satıyor, ama suratın sirke satıyor.

Oğulcuğum, asık suratlılık, soğuk durma, buz gibi olma, duvar gibi durma insanları kişiden uzaklaştırır."

        Şu hikâye de bunu ne güzel ispatlıyor:

       Adamın biri şapkasını ve ceketini iyice giyinmiş, yolda gidiyormuş. Güneş ile rüzgâr iddiaya girmişler: "Bu adamın şapkasını ve ceketini kim çıkarabilir?" diye.

Kura çekmişler, öncelik rüzgâra düşmüş. Rüzgâr estikçe esmiş. Adam, rüzgâr arttıkça şapkasına ve ceketine daha sıkı sarılmış. Rüzgâr fırtınaya dönüşmüş, adamı yerden yere savurmuş. Nafile.Adam ceketini ve şapkasını kaptırmamak için var gücüyle mücadele ediyormuş, sonunda rüzgâr pes etmiş.

        Daha sonra sıra güneşe gelmiş. O biraz görününce adam sıcaktan bunalıp şapkasını çıkarmış, güneş biraz daha sıcaklığını arttırınca ceketinin düğmelerini çözmüş. Güneş iyice ısıtınca da ceketini çıkarmış. Rüzgâr, güneşe: "Tamam, davayı sen kazandın, adamın ceketini ve şapkasını çıkartmayı basardın." demiş.

        Burada güneş, tatlı dili ve güler yüzü temsil ederken, rüzgâr, sertliği ve asık suratlılığı, yüzü soğukluğunu temsil ediyor ve sonunda, tatlı dil güler yüz galip geliyor.



       Sevgili arkadaşlar, şunu unutmamalıyız: Tatlı dil yılanı deliğinden, kötü söz insanı dininden çıkarır. Tatlı dil ve güler yüz, insan kalbine en çok tesir eden ve kalbi harekete geçiren en önemli psikolojik unsurdur.

       Herkese verecek, memnun edecek malı, maddî gücü bulamayabiliriz, ancak tüm insanlara yetecek tatlı dil ve güler yüze sahip olabiliriz.

       Tatlı dil ile söylenen söz mutlaka etkisini gösterir ve kişileri istenilen hedefe ulaştırır. Acı sözler ile kırıcı davranışlar ve kötü huy ise insanları olumsuz yönde etkiler ve olacak işleri bile bozar. Acı surat, acı söz ve huysuzlukla hiçbir hedefe ulaşmak mümkün değildir.

       "Siz mallarınızla bütün insanları memnun edemezsiniz. Öyleyse güler yüzlülüğünüz ue güzel huyunuzla memnun ediniz."

        Kaynaklar:
     I.AAünziri, Et-Terğib vet-Terhib 3/411.
     Münavi, Feyzul-Kadir 2/557.
Halil ATALAY


 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder