19 Ekim 2016 Çarşamba

HAKİKİ TEVBE BÖYLE OLUR…

HAKİKİ TEVBE BÖYLE OLUR…

Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî "kuddise sirruh" hazretleri, Mesnevî'sinde anlatır:

Hazret-i Ömer'in (radıyallahü anh) halifeliği zamanında bir çalgıcı vardı. Düğünlerde çalgı çalar, şarkı söylerdi.


Zaman geçti, yaş ilerledi, çalgıcı ihtiyarladı. Güzelim sesi çirkinleştiği için itibardan düştü. Artık bir şey kazanamaz duruma gelmiş, bir dilim ekmeğe muhtaç olmuştu. Bir gün içi yanarak Cenabı Hakk'a niyazda bulundu:

"Yâ Rabbi, sen bana uzun bir ömür, bir çok fırsat verdin. Benim gibi âsi kulundan ihsanını eksik etmedin. Yetmiş yıl, çeşitli günahlar işleyerek sana isyan ettim. Ama sen bir gün olsun rızkımı kesmedin. Artık kazancım yok. Bugün senin misafirinim" dedi ve mezarlığa gitti.Orada bir hayli ağladı. Sonra da çalgısını yastık yapıp uyudu.


O sırada Halife Ömere de (radıyallahü anh) bir uyku hali geldi. Âdeti olmadığı halde, o saatte uykuya daldı. Rüyasında bir ses ona,

"Ey Ömer, kulumuzu ihtiyaçtan kurtar. Mezarlıkta has bir kulumuz var. Beytülmalden 700 dinar al, götür o kulumuza ver. Ona de ki: Şimdilik ihtiyaçlarını bununla karşıla. Paran bittiğinde tekrar gel"

Hazret-i Ömer (radıyallahü anh) rüyasında duyduğu sesin heybetiyle uyandı. Hemen mezarlığın yolunu tuttu. Mezarlığın çevresinde döndü dolaştı. Çalgıcı ihtiyardan başka kimseyi göremedi. Rüyasında bildirilen has kulun ihtiyar çalgıcı olabileceğine ihtimal vermiyordu. Mezarlığı yeniden dolaştı. Aradı, taradı, başka bir kimseye rastlayamadı.


Kendi kendine, "İhtiyar çalgıcı nasıl olur da bana bildirilen tertemiz, hizmete layık bir kul olur?" diye düşündü. Karanlık içinde nice nurlu gönüller vardır diyerek, ihtiyar çalgıcının yanına gitti.

Baktı ki uyuyor. Saygıyla oturdu. Aksırarak, geldiğini haber verdi. İhtiyar çalgıcı sıçrayarak uyandı. Karşısında Emirül-mü'minin Ömer'i (radıyallahü anh) görünce şaşırdı ve korkudan titremeye başladı.

İçinden, "Ya Rabbi! Sen yardım et" dedi.

Hazret-i Ömer (radıyallahü anh):
 

"Benden korkma, sana Allahü teala'dan müjde getirdim. Selam edip, hatırını soruyor. İhtiyaçların için bu parayı vermemi istedi. Bunları harca, bittiğinde bana gel" dedi.

Çalgıcı ihtiyar bunları duyunca utancından titreyip ağlamaya başladı. Bir hayli ağladıktan sonra, "Rabbimle arama perde oldun" diyerek çalgısını parçaladı. Ağlayıp sızlayarak Rabbine şöyle yalvardı:
 

"Yâ Rabbi! İsyanla geçen ömrüme acı. Bir günümün bile kıymetini bilemedim. Ömrümü boş yere harcadım. Nefesimi şarkılar söyleyerek tükettim. Dünyadan ayrılacağımı unuttum. Yazıklar olsun bana. Gün bitti akşam oldu. Allahım! Verdiklerine razı olmayan nefsimi sana şikayet ediyorum ve bütün yaptıklarıma da tevbe ediyorum"

Bunları söyledikten sonra "Allah" diye feryad ederek yere düştü. Hazret-i Ömer (radıyallahü anh) baktı ki, ruhunu teslim etmiş. Hemen Müslümanlara haber verdi ve onlara dedi ki:
 

"İşte görünüz, hakiki tevbe böyle olur. Cenab-ı Hak hepimize böyle tevbe nasib etsin"

Sonra ihtiyarın cenaze hizmetini görüp namazını kılarak defnettiler.
 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder