13 Ekim 2016 Perşembe

KIYMET BİLMEK…

KIYMET BİLMEK…

"Bir padişah acemi bir köle ile gemiye binmişti. Köle hiç deniz görmemiş, geminin mihnetini tatmamıştı.


Ağlamaya, inlemeye başladı. Tir tir titriyordu. Sakinleştirmek için çok uğraştılar, ama bir türlü mümkün olmadı.

Padişahın keyfi kaçtı. Herkes aciz bir vaziyetteyken gemide bulunan yaşlı bir adam padişahın huzuruna çıktı,

'Müsaade buyurursanız ben onu sustururum' dedi. Padişah da 'Lütfetmiş olursunuz' dedi.

Yaşlı adam emretti, köleyi denize attılar. Köle birkaç kere suya battı çıktı. Sonra saçından yakaladılar, gemiden tarafa çektiler.

Köle gemiye yaklaşınca iki eliyle dümene asıldı, oradan gemiye çıktı, bir köşede uslu uslu oturmaya başladı.

Yaşlı adamın yaptığı iş padişahı hayrete düşürdü, 'Bu işte hikmet nedir' diye sordu. Yaşlı adam cevap verdi:

'Köle evvelce suya batmayı tatmamıştı. Gemideki selâmetin kıymetini bilmiyordu.

İşte huzur ve saadet de böyledir, bir felâkete duçar olmayan kimse, huzurun kıymetini bilemez."

 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder