18 Eylül 2013 Çarşamba

İyilerin mezarlığında ölmek mi, iyilerin ameliyle yaşamak mı hayırlı?


AİLE-SAĞLIK Yazarlar Ahmed Şahin

İyilerin mezarlığında ölmek mi, iyilerin ameliyle yaşamak mı hayırlı?

 
 
Bazı hacı adaylarımız, ‘inşallah o kutsal mekânlarda ölür, orada kalırız’ temennisiyle çıkmışlar yolculuğa. Bu temenniyi duyan okuyucum da sorusunu şöyle sormuş: “Hacılarımızın bazılarının orada ölmeyi kurtarıcı bir son olarak görmeleri gerçekten de kurtarıcı olabilir mi?
 
  Nitekim bazı tanıdıklarımız da burada gösterişli mezar yerleri alıyor, mermer mezarlıklarda kalmayı uygun buluyorlar. İnsanı koruyacak olan, içine konulacakları meşhur mezarlıklar mı, yoksa yanlarında götürecekleri salih amelleri, İslami hizmetleri mi? Kurtarıcı olan hangisi, merak ediyoruz?”  


Aslında hepimizin bildiği gerçek odur ki insan, nerede olursa olsun, baştan ölmeyi değil yaşamayı dilemelidir Rabb’inden. Çünkü ölen insanın hayırlı amelleri sona erer, bir daha sevap getiren bir hizmeti olmaz. Ama yaşayan insanın hayırlı hizmetleri devam eder. Öyle ise ameli sona erdiren ölmeyi değil de, sevabı devam ettiren yaşamayı dilemeli, hizmetleri çoğaltmayı hedef almalıdır. Çünkü insanı gömüldüğü mezarlık değil, yanında götürdüğü ameli, İslami hizmetleri kurtarır.  


Bu sebeple kabrin kutsal sayılan bir mevkide olması, falan ve filan zatların yakınında bulunması pek mühim sayılmaz. “Kendi ameli kendini gerileteni, nesebi ve yakınları ilerletemez!” uyarısı vardır hadislerde. Kim olursa olsun, kendi ameliyle muhakeme ve muhasebe olacaktır mezarında!


Rabb’imiz âdildir. İnsanları kendi ameliyle hesaba çeker. Başkasının ne günahını yükletir kendisine ne de sevabını. “Her nefis kendi kazancının rehinesidir!’’ buyurmuştur ‘Müddessir’ Sûresi’nde.İsterseniz bu karıştırılan konuya, orada ölmek isteyen bir hacı efendinin şu istihare rüyasıyla da bakabiliriz.  


Geçmişte hacı efendinin biri mutlaka kutsal yerlerde kalmak niyetiyle gider hacca. Ne var ki, orada bir türlü hastalanıp kalma ihtimali belirmez. Bu defa aklına koyar ki, bir suç işleyip de orada yakalanıp hapse atılsın, böylece hastalanıp oranın mezarlığına konma ihtimali söz konusu olsun.   


Düşündüğünü yapmak için bir mağazada baktığı eşyalardan bir kısmını çantasına koyarak çalıyor görüntüsü verirken yakalanır. Ancak bir hacının mal çalmasını normal bulmayan mağaza sahibi, işin aslını öğrenmek için sorularla sıkıştırınca hacı efendi çözülür: “Ben der, burada ölüp bura mezarlığına konmak için işledim bu suçu!” Mağaza sahibi, maneviyatı gelişmiş biriymiş anlaşılan.   


- Efendi der, sen saf birine benziyorsun, senin istiharenden bir işaret çıkabilir sana. Bu gece yatağına abdestli olarak gir, ‘Ya Rab, bana bura mezarlığında ölme konusunda bir işaret göster’ diyerek uyu. Muhtemeldir ki, senin istiharen kabul olur, rüyanda bir işaret alırsın. Sabah gel, bana anlat gördüğün rüyayı...  


Söyleneni aynen uygular hacı efendi. O geceki istiharesinde gördüğü rüyayı da sabah gelip aynen anlatırken: ‘Şaşırdım der, tabutlar içinde bir kısım cenazeler dışarıdan getirilip buradaki mezarlığa gömüldü. Buradaki mezarlıktan da bazı cenazeler alınıp dışarıya götürüldü. Bu ne demektir, bir türlü anlayamadım!’  Mağaza sahibi şöyle yorumlar getirilip götürülen cenazeleri.   


- Buraya getirilen cenazeler, memleketlerinde ölenler. Buraya layık amel ve hizmet içinde öldüklerinden getiriliyorlar. Buradan götürülenler de burada ölenler. Onlar da burada bırakılmayıp layık oldukları memleketlerine götürülüyorlar. Herkes amelinin ve hizmetinin derecesine göre muamele görür mezarında. Buraya layıksa orada bırakılmaz, oraya layıksa burada tutulmaz. Önemli olan, burada ölmek değil, buraya layık amel ve hizmet içinde yaşamaktır.Dikkatle dinlediği bu yorumu başını sallayarak tasdik eden hacı efendinin söylendiği duyulur:   


- Demek ki iyilerin mezarlığında ölmeyi dilemek yerine, iyilerin amel ve ahlakıyla yaşayarak hizmet etmeyi dilemek gerekiyormuş!..  

Bilmem siz nasıl bakıyorsunuz konuya? İyilerin de bulunduğu mezarlıkta ölmek mi, iyilerin amel ve ahlakıyla yaşayarak hizmete devam etmek mi? Hayırlısı hangisi? 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder