6 Ekim 2013 Pazar

HİKAYE DÖRT LASTİK


HİKAYE   DÖRT LASTİK

 ​BU SANIRIM GERÇEK BİR HİKAYE. YILLAR ÖNCE STV'DE SIR KAPISINDA İZLEMİŞTİM.
 

      Yaşlı bir adam ve hanımı, kendi halinde kıt kanaat bir hayat geçiriyormuş. Adam, oldukça eski kamyonetiyle şehir içinde yük taşıyarak kazandığı üç beş kuruşla rızkını temin edermiş. Kamyonetini yenilemek bir yana, doğru dürüst bakımını bile yaptıramazmış. "Bari lastikleri yenile-yebilseydik." dediği bir zamanda, kadına bir miktar miras kalmış ve kadın, lastik alması için parayı eşine vermiş.

 

     Adam yolda giderken, genç yaşta dul kalmış olan tanıdık bir kadına rastlar. Hal hatır sorduktan sonra, iki çocuğuyla perişan bir durumda olduğunu öğrenir. Adam:

 

 -- "Al kızım! Senin ihtiyacın benden daha fazla." diyerek elindeki bütün parayı ona verir. Çaresizlik içinde kıvranan kadıncağızın nasıl sevindiğini tahmin edersiniz. Genç kadın bin türlü dua eder şoför amcaya. Şoför amca, akşama eve dönünce eşi sorar:

 

 -- "Lastikleri aldın mı?"      Adam ne desin... :

 -- "Almadım."

 -- "Neden?"

 -- "Lastik yokmuş."

 -- "İyi madem... Parayı ne yaptın? Kaybetmedin ya!.."

 -- "Yok canım... Para şeyde... Lastikçide. Lastik gelince verecek."

 

     Ondan sonra, kadın her akşam aynı soruyu sorar, adam aynı cevabı verir:

 -- "Gelmiş mi lastikler?"

 -- "Gelmemiş."

 -- "Gelmiş mi?"

 -- "Gelmemiş."

 

     Derken, o meşhur "Körfez Krizi" patlak verir. Adam artık her akşam aynı yalanı söylemekten usanmıştır. Eve gittiğinde der ki:

 

 -- "Hanım, bizim lastikler yurt dışından gelecekti. İşte şimdi gelmesi imkânsız."

 -- "Neden?"

 -- "Malûm işte, Körfez Krizi çıktı ya..."

 

     Kadıncağız günlerce, aylarca dua eder, "Şu Körfez savaşı bir an önce bitsin de bizim adam, arabanın tekerlerini yenilesin!" diye.

 

      Şoför amca kabak lastiklerle yoluna devam eder. Günün birinde savaşın bittiği ilan edilir. Artık adam da söylediği yalanın ağırlığı altında iyice ezildiğini fark ederek:

 

 -- "Bu akşam eve gidince doğrusunu açıklayacağım." diye geçirir içinden. "Ne olursa olsun, kıyamet mi kopar?"

 

     O kararlılıkla eve gittiğinde, "Hanım, hani şu bizim lastik meselesi vardı ya..." diye söze başlamak üzereyken, eşi "Hah, tamam!" der. "Biliyorum."

 -- "Neyi biliyorsun?"

 -- "Gelmiş, gelmiş."

 -- "Ne gelmiş?"

 -- "Lastikler."

 -- "Ne lastiği yahu?"

 -- "Arabanın..."

 -- "Nereden biliyorsun?"

 -- "Canım, senin lastikçi geldi."

 -- "Benim lastikçi mi?"

 -- "Evet, işte şu kartı bıraktı bugün. Muhakkak yann gelsin, alsın lastikleri." dedi.

 -- "Allah Allah!.."

 



 

      Adam şaşkınlıktan ne diyeceğini bilemez. Yemeğini yer, namazını kılar, yatar; ama uyku ne mümkün? Sabahı zor ediyor. Erkenden kalkıp elinde kart, lastikçinin kapısına dikilir.

 

 

Lastikçi:

 

 -- "Nerdesiniz beyim?" diye söze başlar. "Allah aşkına gelin alın şu  lastiklerinizi! "

 

       Şoför amca:

 

 -- "Bu neyin nesi? " diye ısrarla sorunca, lastikçi meselenin aslını anlatır. :

 

 -- "Geçenlerde rüyamda Efendimiz'i (sav) gördüm. 'Filanca adama git, ona dört lastik ver.' buyurdu. “

 

     Ben de hayırdır inşallah dedim;  ama sonra rüyadır deyip pek önemsemedim. Ne ettiğimi fark edemedim. Cahillik işte, bağışlayın. Hayatım altüst oldu. Evvelki gece tekrar gördüm. Beni bir azarladı ki sormayın. Bana şöyle söylendi:

 

 --  “ Senin kurtuluşun o adama vereceğin dört lastikte lastikci...”

 -- “ Ne olur, şu lastikleri alın da kurtarın beni.  “ ...

 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder