16 Ekim 2013 Çarşamba

Torunlarımla yaşadığım bayram harçlığı hatırası..


AİLE-SAĞLIK Yazarlar Ahmed Şahin

 

Torunlarımla yaşadığım bayram harçlığı hatırası..

 
 
Dini bayramların özellikle çocukların ruhlarında unutulmayacak tatlı hatıralarla yaşanması gerektiğini düşünüyorum.
 
Bu sayede kimse onların hafızasından yaşadığı dini bayramları silemeyecek, bayramların özellik ve güzelliğini ömür boyu sevgi ile hatırlamalarına sebep olacaktır. Ne var ki, ben böyle düşünüp böyle yazdığım halde, bayramlarda harçlıklarını verirken sevindirdiğimi sandığım torunumu tam aksine çok üzüyormuşum da haberim bile olmuyormuş.  Nasıl mı üzüyormuşum torunumu bayramlarda hem de harçlık verirken?
 
 
Buyurun, küçüklerin büyüklere mesaj dolu bayram harçlığı değerlendirmelerini birlikte okuyalım.
 
 
Bayram namazından çıktıktan sonra geldiğim evde o tarihte yedi yaşındaki torunum Ahsen’le onun büyüğü olan torunum Esmanur karşıladılar beni. Odama geçip yerime oturduğumda ikisi de bayramlaşmak üzere hazırdılar karşımda. Ben de büyük bir mutlulukla harçlıklarını hazırlamak üzere iken yedi yaşındaki torunumun hiç beklemediğim bir sorusuna muhatap oldum. Bakın nasıl ikaz ediyordu küçük torunum beni:
 
 
-Dede hiç olmazsa bu bayramda adaletli davran!
 
 
Şaşırdım bu beklemediğim uyarı karşısında. Kendimi toparlayarak sordum:
 
 
-Ahsen’ciğim, ben her bayram adaletsizlik mi yapıyorum ki, hiç olmazsa bu bayram adaletli davranayım?
 
 
Bakın her bayram adaletsizlik yaptığımı nasıl izah etti yedi yaşındaki masum torunum:
 
 
-Biz bayramlarda, kandillerde ablamla senin elini öpüyor harçlığımızı alıyoruz. Ama bakıyorum sen her defasında bana verdiğinden fazla veriyorsun ablama! Ben bu haksızlığa dayanamıyorum. Bu ayırıma hiç olmazsa bu bayramda son vermeni istiyorum. İkimiz de senin torunun değil miyiz? Neden ablama fazla bana az veriyorsun? Bu adaletsizlik değil de nedir?..
 
 
Demek ki, bayramda harçlık vererek sevindirmek istediğim torunumu tam aksine çok üzüyormuşum da haberim bile olmuyormuş... Düşünmeye başladım. Onu böylesine üzücü bir duygu ile baş başa bırakmamalıydım bayramda. Ama ortada bir adaletsizliğin olmadığını nasıl anlatacaktım o gün yedi yaşındaki bu masum torunuma?
 
 
Başka çarem yok, Rabb’ime sığınarak şöyle sorular sordum küçük torunuma:
 
 
- Ahsen’ciğim sen kaç numara ayakkabı giyiyorsun, ablan kaç numara giyiyor?
 
 
-Ben ufak numara giyiyorum, ablam da büyük numara giyiyor.
 
 
-Pekiyi, bunların fiyatları aynı mı, yoksa ablanınki daha pahalı, seninki daha mı ucuz?
 
 
- Ablamınki daha pahalı elbette. Çünkü o büyük numara giyiyor, büyük fiyatı ödüyor, ben ise küçük numara giyiyor, küçük fiyatı ödüyorum.
 
 
-Peki Ahsen’ciğim şimdi sen söyle öyle ise, size harçlık verirken alacağınız ayakkabının, giyeceğiniz elbisenin fiyatını düşünerek vermem gerekmez mi? Sana senin ödeyeceğin paraya göre, ablana da ablanın ödeyeceği paraya göre harçlık hesap etmem adalet gereği olmaz mı? Fazla para ödeyene fazla harçlık, az ödeyene de ona göre harçlık vermem haksızlık sayılır mı? Sen akıllı bir çocuksun, düşünürsen harçlıkların neden farklı olduğunu bulabilirsin. Senin zekana güveniyorum ben!.
 
 
Ayaklarının ucuna bakarak düşünmeye başlayan Ahsen’in beklemesi uzun sürmedi, yüzündeki gerginlik yavaş yavaş gitmeye başladı. Sonra da başını kaldırarak rahatlamış şekilde cevap verdi:
 
 
-Dedeciğim! Şimdi anladım neden bize farklı harçlık verdiğini. Çünkü büyüklerin giydikleri ayakkabı da elbise de büyük. Ödeyecekleri para da büyük olacak. Küçüklerinki ise küçük, ödeyecekleri para da küçük olacak. Öyle olunca herkesin alacağı harçlık da yapacağı masrafa göre olacak. Seni yanlış yere adaletsizlikle suçladığım için özür dilerim dedeciğim, beni bağışla!..
 
 
O bayram da yedi yaşındaki torunumla, farklı harçlık vermede adaletsizlik olmadığına böylece birlikte karar vermiş olduk. Bir yanlış anlamayı, anlaşılır bir dille düzelttiğimizden dolayı ikimiz de bayramı mutlu şekilde yaşadık. Ancak farklı harçlık alan küçüklerin, yaşına göre aldıkları bu farklı harçlıkta bir adaletsizlik olmadığını bilmeleri için, bu olayı yazmamı da yine torunum Ahsen istedi.
 
Bu sebeple konuyu sizinle paylaşmayı da gerekli gördük birlikte.
 
 
Bilmem Ahsen’in emsalleri de adaletli buldu mu bizim bu farklı harçlık verme gerekçemizi?
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder