5 Kasım 2013 Salı

Akrabalarıyla ilgisini kesenin İlahi rahmetten de ilgisi kesilir mi?


AİLE-SAĞLIK Yazarlar Ahmed Şahin

 

Akrabalarıyla ilgisini kesenin İlahi rahmetten de ilgisi kesilir mi?

 
 
Okuyucum sorusunu böyle sormuş. Herhalde cevabını da buna göre beklemektedir.Bu önemli soru sebebiyle hemen ifade etmeliyim ki, ayet ve hadislerde, akraba ve dostlarımızla ilgili mükellefiyetlerimize dikkatler çekilirken, mühim ikazlarda bulunulmakta, akrabaya ilginin önemi çarpıcı şekilde dikkatimize sunulmaktadır.
 
 
Nitekim Rabb’imiz, Müslüman’ın yakınlarına karşı görevlerini sıralarken akrabalarına göstermesi gereken ilgiyi üçüncü sıraya alarak buyuruyor ki:
 
 
- Önce Allah’a ibadet edin, sonra anne-babaya itaat edin, üçüncü olarak da akrabaya olan ilginizi kesmeyin, yetimleri ve yoksulları da unutmayın!..
 
 
Efendimiz (sas) Hazretleri ise akraba ile ilgisini kesenlere unutamayacakları ağırlıkta uyarıda bulunurken şu ikazı yapmaktadır:
 
 
- Akrabalarıyla ilgisini kesenler meclisimizde oturmasınlar!.
 
 
İşte bu ikazdan sonra ibretli bir olay cereyan eder. Dinleyenlerden bir kişi sessizce kalkıp dışarı çıkarak ihmal ettiği akrabasına koşar. Neden sonra geri gelip yerine sessizce oturunca Efendimiz sorar:
 
 
- Bir akraba ihmali mi söz konusu idi? Cevap şöyle gelir:
 
 
- Beni kendisinden uzaklaştıran bir teyzem vardı, ikazınız üzerine onu ziyarete gittim, kapısında beni görünce hem şaşırdı hem de sevinerek, sen kolay gelmezdin nasıl oldu da geldin, diye sordu?. Ben de akrabayı ihmal edenlerle ilgili ikazınızı anlatınca ellerini açıp dua etti, ben de ona dua ettim, böylece akrabamla ilgimi tekrar başlatıp helalleşerek geldim ki, meclisinizde oturacak duruma gelmiş olayım!.
 
 
Bunun üzerine Efendimiz’in (sas) tarihî cevabı şöyle olur:
 
 
- Şunu unutmayın ki, akrabalarıyla ilgisini kesmiş olan kimsenin bulunduğu meclise Rabb’imizin rahmeti inmez! Sen bu ziyaretinle hem meclise gelecek olan rahmete engel olmaktan kendini kurtarmış, hem de bir vefa örneği vermiş, sıla-i rahimde bulunmuş oldun!..
 
 
Demek akrabalarıyla ilgisini kesenler rahmetten hem kendileri mahrum kalır, hem de içinde bulundukları meclisi mahrum ederler. Bu önemli nokta unutulmamalıdır.
 
 
Bundan sonra bir akraba sorusu da şöyle gelir:
 
 
- Ben akrabama gidiyorum, ama o gelmiyor; ben affediyorum o affetmiyor. Ben de onlara aynı şekilde karşılık vermek istiyorum!. Buyrulur ki:
 
 
- Akrabanın sana yaptıkları yanlışı sen de onlara yaparsan, yanlışa yanlışla karşılık vererek eşit duruma düşmüş olursun, fark kalmaz aranızda. Sen yanlışa, doğru ile karşılık ver ki, hataya ortak olmayasın. Şunu unutma ki, senin akraba ve dostlarına vefalı tavrın seni cennete, onların vefasız tavrı da onları layık oldukları yere yönlendirecektir..
 
 
Bu gibi ağır ikazlardan anlaşılan odur ki, akraba ve dostlarla sevgi bağlarını koparmanın vebali göze alınamayacak kadar ağırdır. Nitekim  “İnsanı cehennemden uzaklaştırıp cennete yakınlaştıran ameller hangisidir?” diye soran bir sahabeye, Efendimiz’in (sas) cevabı da bu mealde olmuştur:
 
 
- Namazını kılan, orucunu tutan, haramlardan kendini koruyan, bir de akrabalarıyla ilgisini kesmeyip sürdüren kimse, cennete doğru götüren amellerle ilerleyen kimse demektir.
 
 
Anlaşılan odur ki, namaz, oruç gibi önemli dinî görevlerimizin hemen yanında akraba ve dost ziyaretleri de yer almaktadır. Meşhur irşat kitabı Tenbihü’l-Gafilin’de ise bu konu şöyle dikkate verilmiştir:
 
 
- Akraba ve dostlarını yürüyerek ziyarete gidenler, adım başına kazanacakları sevabı düşünerek yaya gitmeyi dahi severek göze almalılar. Bu mümkün değilse vasıtaya binerek de olsa gitmeli, mütevazı hediyelerle de olsa akrabalık ve dostluk duygularını canlı tutmaya gayret göstermeli, bulundukları meclise rahmetin inmeyeceği vefasız akraba ve dostlardan olmadığını da böylece göstermiş olmalıdır. 
 
 
Bütün bunlardan sonra şimdi düşünme sırası bize gelmektedir. Acaba biz de, bulunduğu meclise rahmet indirenlerden mi, yoksa inecek rahmete mani olanlardan mı oluyoruz yakınlarımıza karşı tutum ve tavrımızla. Bunu bir düşünsek mi, ne dersiniz?
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder