23 Ağustos 2014 Cumartesi

Hekimoğlu İsmail - Her şey, geçip gidiyor...

Hekimoğlu İsmail - Her şey, geçip gidiyor...


Hekimoğlu İsmail
 

Her şey, geçip gidiyor...

 
 
Ruhlar âleminden yola çıktık, annemizin vücuduna geldik, yolculuğumuz devam etti, dünyaya geldik. Yolculuğumuz devam ediyor, ruhlar âlemine gideceğiz.
 
 
Her şey, geçip gidiyor. Hiçbir şeyi elimizde tutamıyoruz. Gençlik gitti, araba gitti, dostlar bir bir gidiyor, belli ki ben de gidiyorum.
 
 
İnsan bu dünyaya ebedi kalmak için değil, ebedi hayatını kazanmak için gönderilmiştir. Dünya,  cennetin bekleme salonu, İslamiyet’in yaşanacağı mekândır.   
 
 
Osmanlı devrinde yol üzerlerinde hanlar varmış. Yolcular dinlenmek, için uğrarlarmış buralara. Dünya da ebedi saadete giden yol üzerinde bir handır. Şimdi oteller var. Otel odaları eşittir mezarlıklar. Karacaahmet Mezarlığı’nda herkes odasına girmiş yatıyor. Aynen çekirdek gibi. Çekirdek toprağa girdi, yeşerdi.  Çekirdek de toprakta misafirdi.   
 
 
İnsanlar dünyaya gelmişler, gitmek için. Bir başka âlemden çocuklar akıp dünyaya geliyor, dünyadan da akıp ahirete gidiyorlar. Dünyaya gelen her insan ölmeye namzet.  Dünya, çalışmak, çabalamak yeridir.
 
 
Akrabamızı ziyarete gidiyoruz, tatlı götürüyoruz ya da bahçemizden topladığımız taze meyveleri götürüp hediye ediyoruz. Elimiz boş gidemiyoruz. Her yolcunun çantasında bir şeyler vardır.  Ebedî hayatın yolcusu olan insan, dünyadayken bavulunu sevapla dolduracak. En çok sevap fiilî duadan gelir. Müslüman, helal bir iş yaparsa devamlı sevap alır. Helal kazanacak, helale harcayacak, haramları terk edecek, adetleri dahi ibadet olacak.
 
 
Bu dünyada, Allah’a tabi olacağız. Haramlardan kaçıp rahat edeceğiz, evimize gideceğiz. Mademki yaratan O’dur, biz de O’na itaat ederiz.
 
 
Sonuçta herkes tek bir kefenle gidiyor. Pek çok kimsenin cenaze merasiminde bulundum. Allah, adamı çekip almış. Rütbesi, mevkii, makamı, serveti burada kalmış, dünyada misafirliği sona ermiş, adam gidiyor. Ahirete doğru yeni bir yolculuk daha başlıyor.
 
 
‘Allah için işleyiniz, Allah için görüşünüz, Allah için çalışınız. O vakit sizin ömrünüzün dakikaları, seneler hükmüne geçer’ buyurmuş, Bediüzzaman Hazretleri. İşte insanın yaşayışı böyle olursa, dünyası da ahireti de cennet olur. Yeryüzü saray, gök kubbe, güneş avize, yıldızlar kandildir. İşte insan, bu sarayın aziz misafiridir.
 
 
Ruhlar âleminde başlayan yolculuğumuz dünyada devam ediyor, yol hızla tükeniyor. Her takvim yaprağı ömrümüzden kopup gidiyor. Duvardaki takvim eridikçe, insan da eriyor. Dünyaya gelmemizdeki gaye, İslamiyet’i yaşamaktır. Çünkü İslamiyet’i anlayacak, yaşayacak, anlatacak sadece insandır.
 
 
Ne zaman öleceğimizi bilemeyiz, amma her an ölebiliriz. Allah her şeyi bizim için yaratmış; buyurun, yiyin, için, gezin, ama her an uçak biletiniz gelebilir, her an bir başka âleme yolculuk başlayabilir.
 
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder