18 Nisan 2017 Salı

MÜVALÂT

MÜVALÂT

‘Müvalât’, dostluk etmek, dost olmak, korumak ve desteklemek demektir.

Allah (c.c.) ile inanan kulları arasında müvalât vardır. Bunun karşıtı da kâfirlere ve müşriklere karşı düşmanlıktır. Yüce Allah buyurdu: “Sizin dostunuz ancak Allah’dır, Rasûlüdür, bir de namazlarını kılan, zekâtlarını veren ve rükû eden müminlerdir.”  [1]

İnanan kimselerin dostu ve yegâne yardımcısı Allah (c.c.)’tır.

“Allah, inananların dostudur, onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. İnkâr edenlere gelince, onların dostları da tağuttur, onları aydınlıktan alıp karanlığa götürür. İşte bunlar cehennemliklerdir. Onlar orada devamlı kalırlar.” [2]

“Müminler, inananları bırakıp da kâfirleri dost edinmesinler. Kim böyle yaparsa Allah nazarında hiçbir itibarı kalmaz. Ancak onların şerlerinden sakınmanız hariç. Allah sizi kendisinden sakındırıyor. Ve dönüş Allah’adır.” [3]

“Ey iman edenler! Kendi dışınızdakileri sırdaş edinmeyin. Çünkü onlar size fenalık etmekten asla geri durmazlar, hep sıkıntıya düşmenizi isterler. Gerçekten, kin ve düşmanlıkları ağızlarından (dökülen sözlerinden) belli olmaktadır. Kalplerinde sakladıkları (düşmanlıkları) ise daha büyüktür. Eğer düşünüp anlıyorsanız, ayetlerimizi size açıklamış bulunuyoruz.” [4]

Bu ayetlerde de görüldüğü üzere özel bir anlamı olan dostluk ve sırdaşlık ancak Müslüman kimselerle olmalıdır. Çünkü kişi birlikte olduğu, yatıp kalktığı kişilerin huyundan, davranışlarından kendisine örnekler alır. Bunu bilinçli yapmasa da farkında olmadan bu benzeme zaman içerisinde onun hayatına yerleşir.

Müvalât aynı zamanda veli edinmek manasınadır. Ayeti Kerimelerde Müslüman erkek ve kadınların ancak Müslüman erkek ve kadınlara veli olacağını haber vermektedir.

Mü'min erkekler ve mü'min kadınlar birbirlerinin velileridirler. İyiliği emreder, kötülükten sakındırırlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekâtı verirler ve Allah'a ve Resûlü'ne itaat ederler. İşte Allah'ın kendilerine rahmet edeceği bunlardır. Şüphesiz, Allah, üstün ve güçlüdür, hüküm ve hikmet sahibidir.” [5]

“Ey iman edenler, mü'minleri bırakıp kâfirleri veliler (dostlar) edinmeyin. Kendi aleyhinizde Allah'a apaçık olan kesin bir delil vermek ister misiniz?” [6]

Allah (c.c.)’ın emir ve yasaklarına aykırı davranmak insan için büyük bir tehlikedir. Evrenin yaratıcısı, âhiret ve hesap gününün sahibi ve maliki olan Allah (c.c.)’ın gazabını kazanmak kadar insanın akılsızca yapacağı bir şey var mıdır?



[1] Mâide sûresi, 5/55.
[2] Bakara sûresi, 2/257.
[3] Âl-i İmrân sûresi, 3/28.
[4] Âl-i İmrân sûresi, 3/118.
[5] Tevbe sûresi, 9/71
[6] Nisa sûresi, 4/144.


BU YAZI AŞAĞIDAKİ SİTEDEN ALINMIŞTIR:
http://www.islamahlaki.com/default.asp?kat_no=674

--
.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder