3 Haziran 2014 Salı

Hikaye: Başka Dua Bilmez misin?

Hikaye: Başka Dua Bilmez misin?







 Bir genç, Harem-i Şerîfin kapısında,

"Ey doğrulara yardım eden, haramlardan kaçınanları koruyan Allâhım!.." diyerek hep aynı duâyı okuyordu.

Ona, Sen başka duâ bilmez misin? dediler.

O şöyle açıkladı, bu duâyı tekrar etme sebebini:
Ben Beyt-i Şerîfi tavâf ederken ayağıma takılan bir şeyi eğilip aldım. Bir de baktım ki, içinde bin altın bulunan bir kese.

Şeytanımla îmânım mücâdeleye tutuştular.

Bin altın çok para, senin bütün ihtiyaçlarını karşılar, dedi şeytanım.

Îmânım ise, Bu haramdır, boşuna saklama; sahibini bul, teslim et! dedi.

Ben böyle mücâdele içinde iken, birinin sesi duyuldu:

Burada, içinde altınlarım bulunan kesem kaybolmuştur. Kim buldu ise getirsin, ona otuz altın müjde vereyim! Bin haramdan, otuz helâl hayırlıdır, diyerek keseyi sahibine teslim ettim.

O da bana otuz altın verdi. Bunu alıp bakırcılar çarşısında gezerken, bir Arap kölenin bu paraya satıldığını görünce, hemen satın aldım.

Bir müddet sonra bu kölenin yanına bir kısım Araplar gelip gizlice konuşmaya başladılar. Köleden ne konuştuklarını sordum.

Saklamayıp aynen anlattı: Ben Mağrip sultânının oğluyum. Babam, Habeş melikiyle cenk edip savaşı kaybetti. Beni de esir alıp buralarda sattılar. Babam bunları göndermiş, elli bin altın da vermiş ki, beni satın alıp götürsünler. Sen bana çok iyilik ettin, kendi evlâdın gibi baktın. Bundan dolayı memnun kaldım. Bunlar beni satın alacaklar; sakın az altına râzı olma, elli bin altına sat beni.

Dediği gibi oldu. Elli bin altına sattım köleyi. Bu kadar büyük sermaye ile bir kısım mallar alıp Bağdata gittim. Orada açtığım dükkânda mallarımı satıyordum.

Bir tanıdığım gelip, Meşhur bir tüccar dostum vefât etti, ay gibi güzel kızcağızı yalnız kaldı. Gel bunu sana alalım, dedi. Ben de kabul ettim.

Kızın, çeyiz olarak getirdiği birtakım tabakların üzerinde içi altın dolu keseler vardı. Hepsinin üzerinde de biner altın yazılı iken, birinde dokuz yüz yetmiş altın yazılı idi. Bunun sebebini sorduğumda kızcağız dedi ki:

Babam bu keseyi Harem-i Şerifte kaybetmiş. Bulan bir helâlzâde keseyi iâde edince, otuz altını ona müjde olarak vermiş, ondan geriye kalan 970 altını da babam çeyizime koymuştu. işte bu kesedeki o altınlar.

Bunun üzerine ben Allâh'a hamd ve şükürlerde bulundum; bunlar hep doğruluğun, iyiliğin bereketi, diyerek hâdiseyi kızcağıza anlattım. Sürur ve saâdetimiz daha da perçinlenmiş oldu!..

(Nevâdir-i Süheylî, Sayfa: 280-81) Başka Dua Bilmez misin?





 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder