19 Temmuz 2016 Salı

HİLYE-İ SEADET...

HİLYE-İ SEADET...

Kâinatın Efendisi

Resûlullah "sallallahü aleyhi ve sellem"

 Server-i âlem "sallallahü aleyhi ve sellem", bizim bilmediğimiz bir hayât ile, şimdi hayâtdadır. Cesed-i şerîfi aslâ çürümez. Kabrinde bir melek durup, ümmetinin söyledikleri salevâti kendisine haber verir. Minberi ile kabr-i şerîfi arasına (Ravda-i mutahhera) denir. Burası Cennet bağçelerindendir.

Kabr-i şerîfini ziyâret etmek, tâ'atların büyüğü ve ibâdetlerin en kıymetlisidir. (Beni ziyâret edene şefâ'atim vâcib olur)buyurmuşdur.

Server-i âlemin "sallallahü aleyhi ve sellem" üç veyâ dört yâhud beş erkek, dört kız evlâd-ı kirâmı, onbir zevce-i mutahherası, oniki amcası ve altı halası vardı.

[İslâmiyeti sevmeyenler, gencleri aldatmak için, Peygamber "sallallahü aleyhi ve sellem" kadınlara, kızlara düşkün imiş diyerek ve habîs rûhlarına yakışan, çok çirkin şeyler söyleyerek ve yazarak küstahca iftirâ yapıyorlar. Hâlbuki, Resûlullah "sallallahü aleyhi ve sellem" ilk olarak, yirmibeş yaşında evlenmiş, Hadîceyi "radıyallahü anhâ" almışdır. Kırk yaşında ve dul idi. Fakat, malı, cemâli, aklı, ilmi, şerefi, nesebi, iffeti ve edebi pek fazla idi. Yirmibeş sene berâber yaşayıp, hicretden üç sene evvel Mekkede, Ramezân-ı şerîf ayında vefât etdi. Bu hayâtda iken, Resûl-i ekrem "sallallahü aleyhi ve sellem" hiç evlenmemişdi.

Ellibeş yaşında iken, Ebû Bekrin "radıyallahü anh" kızı; Âişe "radıyallahü anhâ" ile evlendi. Bunu, Hadîce-i kübrânın "radıyallahü teâlâ anhâ" vefâtından bir sene sonra, Allahü teâlânın emri ile nikâh eylemişdi. Ölünciye kadar, sekiz sene onunla yaşadı.

Diğerlerini, hep Âişeden "radıyallahü anhünne" sonra, dînî, siyâsî sebeblerle veyâ merhamet ve ihsân ederek nikâh etdi. Bunların hepsi dul idi. Çoğu yaşlı idi. Meselâ, Mekkedeki kâfirlerin, müslümânlara eziyyet ve zararları dayanılamayacak bir dereceye geldikde, Eshâb-ı kirâmın bir kısmı Habeşistâna hicret etmişdi. Habeş pâdişâhı Necâşî, Îsevî idi. Müslümânlara çeşidli şeyler sorup, aldığı olgun cevâblara hayrân kalarak îmâna geldi. Müslümânlara çok iyilik etdi. Îmânı za'îf olan Ubeydüllah bin Cahş, mal ve mevkı' için nefsine aldanıp, meâzallah, mürted olmuş, dînini dünyâya değişmişdi.

-devamı var-

 
 
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder