30 Mart 2017 Perşembe

​Bu gece tövbe etmenin tam zamanı - Bir öykü


Bu gece tövbe etmenin tam zamanı - Bir öykü


Bu gece (30 Mart 2017) mübarek üç ayların ilk Cuma gecesi olan Regaip kandilidir. Regaip, rağbet edilen demektir.

Yani, mesela bu sene mavi renkler rağbet görüyor, deriz. Bu, insanların çoğu mavi renkli elbise alıyor, demektir. Regaip gecesi ise, Allah’ın duaları en çok kabul ettiği gecelerdendir.
 

Bu gece tövbe etmeli, hayatımıza yeni kararlar almalıyız. Günahları bir daha yapmayacağımıza Allah’a söz vermeliyiz. Mesela, Kuran’ın Türkçe mealini okuma kararı almalıyız.

“Hayatımı Anlattığım Kitabım”’ı okuyanlar anımsarlar. 2003 ramazanında Kuran mealini okumaya başlamamızla Allah kalbimizdeki iman ışığını yaktı, demiştik.

Nerden geldik, ne için yaşıyoruz, nereye gideceğiz gibi soruların cevabını Kuran’da bulabilirsiniz yazan bir email aldığımızı anlatmıştık. Bu mail üzerinde düşünerek Kuran’ın Türkçe mealini okuma kararını aldığımızı anlatmıştık.
 

İşte 2003 yılında o maili işyerinde Regaip kandilinin gündüzü almıştık. Akşam evde Regaip gecesi çocukluğumuzdan o güne geçmişi düşündük. Bazı günahlara tövbe edip Kuran meali okumaya karar verdik.

Yani bir Regaip kandili gecesi hidayet yolculuğumuz başladı. Namazla, radyodan sohbet dinleyerek ve faydalı  kitaplar okuyarak, Allah iman ışığımızı arttırıyor, hamdolsun.

Gelin bu kandilde karar alalım, namaza başlayalım inşallah. Geçenlerde Facebookta ayaklara masajın önemi hakkında paylaşılan bir yazıdan şu alıntıyı yaptık:

Sağlığınız İçin Ayaklarınıza Dokunmayı Öğrenin! Örnek: Namaz kılanlar tahiyyatta ayak sağ baş parmağını bükmelerinin çok faydası vardır.

Parmak ucundaki burun boşlukları çalışır, sol ve sağ beyin maksimum durumda alarma geçer, damar yumakları bedeni arındırmak için en üst düzeyde görev başı yapar, vücuttaki kan akışı ve besin taşıma mükemmel yapıya ulaşır.

Ayrıca şu anektod hatırımıza geldi. Akra Fm’de rahmetli Prof Dr Mahmud Esad Coşan Hocaefendi bir hadis sohbetinde şunu anlatmıştı.

İngiltere’de gurbetçi bir kardeşimiz, dizlerindeki romatizmalı ağrılar artınca doktora gitmiş. Muayene sonunda Prof tıp doktoru şöyle demiş:

Geceleri çok uyumayın, gece yarısı kalkın, ayaklarınızı soğuk suyla yıkayın, biraz kültür fizik yapın, sürekli oturmayın, demiş. Esad hoca şöyle yorum yaptı: 

Ayakları yıka dediği şey abdesttir. En iyi kültür fizik hareketleri ise namazda vardır. O doktor, kardeşimize aslında bilmeden, teheccüd namazı kılmasını, söylemiş.



​Mübarek Regaib kandiliniz kutlu olsun. ​

Allah bu gecenin feyz ve bereketinden nasipdar olmanızı nasip etsin.

Sevgilerimle...

Celal Çelik




​************************

Regaip’te tövbe etti, Berat’ta beraat etti
 

< BU HİKAYEYLE 2009 DA BİR HİKAYE YARIŞMASINA KATILMIŞTIM. DERECEYE GİREMEMİŞTİM. HİKAYEDEKİ KİŞİLER GERÇEKTİR. OLAYDA GERÇEKTİR . FAKAT SONUCU BÖYLE OLMADI NE YAZIK Kİ... YILLAR ÖNCE İNGİLİZCE KONUŞARAK İNTERNETTEN TANIŞTIĞIM LYDİA KARDEŞİMİN ANLATTIĞI HAYATINDAN ETKİLENMİŞ VE BU HİKAYEYİ YAZMIŞTIM.
AMA YILLAR SONRA GEÇENLERDE FACEBOOKTAN YAZIŞTIK. NE YAZIK Kİ KOCASINDAN BOŞANMIŞ... ZATEN ANNESİZ VE BABASIZDI. ŞU AN OĞLUYLA YAŞIYORMUŞ...  >



 
 

Endonezya'nın başkenti, Jakarta şehri,

 

Bay Pitasari, yıllardır içki batağındaydı. İçtiğinde sürekli karısını dövüyor ve aşağılıyordu. Dünyalar sevimlisi ilkokula giden, çok zeki ve duygusal Abdurrahman isminde çocukları vardı.

 

Endonezya'nın ikiyüzelli milyon nüfusunun %90'ı müslüman olmasına rağmen, her ülkede olduğu gibi Bay Pitasari'de içki batağındaydı.

 


Tüm kazancını içkiyle harcıyordu. Eşi Leyla hanım mütedeyyin (dinine bağlı) bir hanımdı ve sürekli eşine düzelmesi için dua ediyordu.

 

Birgün küçük Abdurrahman okuldan geldi. Sürekli ağlıyordu. Teneffüsteyken birisi, çantasından, öğretmen istediği için, annesinden alıp getirdiği dergi parasını çalmıştı. Babası yaklaşık türk parasıyla beş TL olan bu parayı tekrar vermedi, azarladı ve üstelik kızarak tokatta attı.

 

Küçük Abdurrahman odasına çekildi, bütün gece ağlayarak –annesi dua etmenin faydalarını anlattığı için- babasının ıslah olması için Allah'a dua etti.

 

Bir yılda beş kandil vardır. Mevlid kandili dışındaki diğer dört kandil, üç aylar dediğimiz Recep, Şaban, Ramazan içindedir. 

 

Üç ayların başında, yani Recep ayının ilk cuma gecesi Regaip kandili; Yine recep ayının 27. gecesi Miraç kandili; Şaban ayının 15. gecesi Berat kandili, ve son olarak Ramazan ayının 27. gecesi ise, bin aydan hayırlı olan Kadir gecesidir.

 

Üç aylara girmeye dört gün vardı. O gece yağmurluydu, Bay Pitasarı yine sarhoş bir şekilde eve geldi ve yorgun bir halde yatağa sızdı kaldı.

 

Gece rüyasında öldüğünü ve kefenli halde kabire konduğunu gördü, müthiş azaplar ve ateş... Rüyada yalvarıyor ve dünyaya tekrar gönderilirse iyi insan olacağını söylüyordu. 

 

Kan ter içerisinde uyandı. Sanki rüya değil gerçekti. Çok korktu. İki gün etkisinden kurtulamadı. Tabii bu iki gün hiç içki içmedi.

 

Sürekli bir düşünce halindeydi. Eşi de bu garip hallerine bir anlam veremiyordu, çünkü konuşmuyordu, birtür iç hesaplaşma yapıyordu.

 


   Regaip kandili,

Televizyonda, bugün üç aylara girildiğini ve üç ayların her yıl Allah'ın açtığı af panayırı olduğunu anlattılar. Zaten niyetine almıştı. O akşam anlatılanların da etkisiyle eşinden kendisini af etmesini istedi ve içki içmeye tövbe etti. 

 

İki gün sonra, Regaip kandili gecesinde saatlerce ağlayarak Allah’tan af talep etti. Ve o gece sabaha kadar islam ilmihali kitabını okudu, ağladı.

 

Ertesi sabah boy abdesti alıp cuma namazına gitti. O ne müthiş duyguydu , insanlar temiz kıyafetler giymiş, dedeler torunlar elele, insanların yüzünde tebessüm...

 

Günlerce islam hakkında ve Peygamberimizin SAV hayatı hakkında, sünnetleri hakkında birçok kitap okudu. Bu arada eşi Leyla hanım çok mutluydu ve eşine en sevdiği yemekleri pişiriyordu.

 

   Miraç Kandili,

Öğrendiği kadarıyla, miraç gecesinde Peygamberimiz SAV alemler ötesine gidip bizzat Cenabı Allah'ı, cennet ve cehennemi gözleriyle görmüştü.

 

Yine miraç gecesi Allahu Teala müslümanlara beş vakit namazı farz kılmıştı. O gece beş vakit namaz kılmaya karar verdi. İlk kıldığı namaz ise o gecenin sabahındaki, sabah namazı idi.

 

Kimseye eğilmeyen başlar Allah'a eğiliyor ve yere kapanıyordu. Camide zengin-fakir, güzel-çirkin, işçi-patron herkes eşitti.

 

   Berat kandili,

Onsekiz gün sonra Berat kandili geldi. Televizyonda anlatıları dinleyince mahkemeleri hatırladı. Bazen hakim bey suçluyu affediyor ve kişi beraat ediyordu. 

 

Üç ayların başında tövbe ettiğini, miraç kandilinde namaza başladığını hatırladı. Acaba günahları affedilmiş miydi? Yine ağlayarak dua etti ve gece yarısı uyuyakaldı.

 

Rüyasında nur yüzlü bir zat geldi; Elindeki diploma benzeri kağıdı uzattı.

 

Dedi ki: "Senin samimi ve içten tövbeni Allah kabul etti, günahlardan beraat ettin. Haydi gönül huzuruyla gir ramazana ve bin aydan hayırlı Kadir gecesini değerlendirip ramazan bayramında, bayram gibi bayram yap."

 

Leyla hanım mutluluktan Allah'a teşekkür etmek için, mahallelerindeki bir çok yoksul aileye ve yetim çocuğa yardım etti.

 

Abdurrahman o kadar mutluydu ki babasıyla her cuma namazına gidiyor ve namazdan sonra dondurmacıya gidiyorlardı...

 

***

 

Ne mutlu ki, Allah heryıl üç ay panayır sergisini açıyor... Ben affedilmem demek, Allah'ın sonsuz affediciliğine hakarettir. Allah Kur'an'da bildirmiş, şirk dışında herşeyi samimi ve içten yapılan bir tövbeyle affedeceğini beyan etmiş. 

 

Bu gece Regaip kandilini idrak edeceğiz. Belki diğer kandillerde uyanmadık, dizi izleyerek veya sadece televizyonda edilen duaya amin deyip bir fatiha okuyarak kandili değerlendirdik.

 

Önce kendi nefsime söylüyorum; Gelin bu gece samimi olarak tövbe edelim, Helal olan şeyler mutlu olmaya yeter, harama girmeye lüzum yoktur.

 

İnsanı diğer varlıklardan ayıran en önemli özellik okumak... Bu gece Kur'an'ın türkçe mealinden biraz okuyup düşünmeye ne dersiniz?

 

Celal Çelik              Ankara  ( Konya-Ereğli )

 ​





http://celal1973.blogspot.com.tr/2013/05/regaipte-tovbe-etti-beratta-beraat-etti.html





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder