8 Mart 2018 Perşembe

En ağır kadın işçiler engelli anneleridir


En ağır kadın işçiler engelli anneleridir

Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar günü

Yaşadığı 66 yıl boyunca mutlulukları hep buruk geçen, ömrü boyunca hep çile çeken, bana 45 yıldır yemek çay hazırlayan garip anacığım asla emekliliği olmayan en ağır kadın işçidir.

Aşağıda 3 yıl önce yazıyı paylaşmak istiyorum:

http://celal1973.blogspot.com.tr/2015/05/hakkn-helal-et-anne.html


Sevgilerimle
Celal

***********************
Hakkını Helal Et Anne
 


Annem her zaman çok duygusaldı, hemen ağlardı. Hala da öyledir. Küçükken anlamazdım. Annemin annesi, doğumdan bir ay sonra ölmüş. Annem abisinin yanında büyümüş. Annemin babası olan dedem de yeni eşiyle on yıl evli kaldıktan sonra, annem ilkokuldayken ölmüş.


 


Canım anneciğim küçükken annesine, babasına sarılan arkadaşlarını gördükçe kimbilir geceleri yorganın altında nasıl ağlamıştır. Bazen anneannesi köylerine gelince geceleri anneannesine sarılıp uyurmuş.


 


Yani anneciğim, Peygamber Efendimiz SAV gibi hem öksüz hem yetim büyümüş. Annemi yirmi yaşındayken, onu büyüten abisi evlendirmiş.


 


Evlendiğinde babamın işi bile yokmuş. Ben doğduğumda altıma bağlayacak bezi çarşafları keserek yapmış. Babacığım yıllarca gurbette çalıştı. Anadoluda şeker fabrikalarına su kuyusu açtı. Ayda sadece birkaç gün izine Ankara’ya eve gelebilirdi.

 

Anneciğim Ankara Etimesguttaki gecekondu evimizde üç çocuğuyla kalırdı. Geceleri en küçük çocuğu Berrin’ine sarılır yatardı. Babam gurbette çalıştığı için evin her türlü işlerini ve çocuklarıyla ilgili her şeyi kendisi yapardı.

 

Ben annemin ilk çocuğuyum. 1993 te ilk rahatsızlandığım zamanlar annem çok üzüldü, çok ağladı. Ama ben hastalığımı/engelli oluşumu annemin açısından şöyle değerlendiriyorum:

 

Ben Allah’ın anneme bir hediyesiyim. İnşallah annem sabrederek (anneciğim zaten bebekliğinden beri hep sabrediyor) ve bana bakarak cennette makamı çok yükselecek. Allah, annemi ve babamı dünyada da ahirette de ayırmasın, uzun ömürler versin.

 

Ben şu an kırkiki yaşındayım. Annem hala bana bakıyor. Hele son altı aydır ameliyattan dolayı oturamıyorum. Annem yine bana bebeklikteki gibi yattığım yerde yemek yediriyor. ALLAH ebeden razı olsun.

 

Biliyorsunuz Kuran’da Rabbimiz ana-babaya Öf! bile demeyin, buyuruyor. Biz üç kardeş anne ve babamızı hep sevindirmeye çalışıyoruz. Çünkü Peygamber Efendimiz SAV (Ana-babasının rızasını alan mümine Cennetten iki kapı, üzene de Cehennemden iki kapı açılır.) [Beyheki] buyuruyor.

 

Ben engelli olduğum için annem babamla beraber yaşıyoruz. Bizi en çok sevindiren şey aranıp sorulmaktır. Kızkardeşim Çorum’da, erkek kardeşim Şanlıurfa’da evli ve çalışıyorlar. Sağolsunlar bizleri hergün arar ve hal-hatır sorarlar. Anne babasına saygı ve sevgide kusur etmezler.

 

Özellikle kızkardeşim, annemi ve babamı belki günde üç-dört kez arar. Yakın olduğu için bazen sürpriz yaparak Cuma akşamı okuldan çıkınca Çorum’dan Ankara’ya gelirler. Annem ve babam torunlarıyla hasret giderirler.

 


Ben küçükken babamdan bir şey gördüm. Ereğli’deki dedeme ölene kadar saygı ve sevgisinden, her ay maaşını alınca harçlık gönderirdi.

 

Ben de çalışırken, babam bankadan maaşımı çekince, tümünü O’na verirdim. Babam da borçlarımıza ve evin giderlerine harcardı. Sadece maaşımın çok az bir kısmını kendime alırdım.

 

Her ay o kısımdan mutlaka anneme para verirdim.

 

“Anne kendine bir kazak, ayakkabı, başörtü al” derdim. Ama annem çoğu zaman pazarda meyve sebzeye, günlük ekmek masraflarına harcardı.

 

Bazen bazı şeyleri düşünemiyoruz. Bunu anlatmazdım ama inşallah yazıyı okuyanlara acizane bir örnek olurum diye bahsettim.

 

Kardeşlerim de hala anne ve babama sık sık maddi ve manevi desteklerini esirgemezler sağolsunlar...

 

Anneciğim, küçükken benim için çok geceler uykusuz kaldı. Allah’ın beni yaratıp, dünya hayatına göndermesine vesilelik yaptı. Beni dokuz ay karnında taşıdı. Beni en güçsüz olduğum bebekken, göğsündeki sütle besledi.

 

Engelli olduğumda anneciğim, babamla beraber beni rahat yaşatmak için herşeyi yaptılar. Öyle ki çoğu zaman engelli olduğumu bile unuturdum. Allah onlardan razı olsun.

 

Anneciğim sana hakkını asla ödeyemem, ne olur hakkını helal et. Seni çok seviyorum.

 

Allah’ım binlerce kez dünyaya gelsem, yine Türkiye’de Nuriye-İsa Çelik’in oğlu olmayı isterdim. Sana sonsuz hamdolsun.

 




Allah’ım anne ve babama sağlıklı, hayırlı, bereketli uzun ömür ver. Ben Celal kulunu anne ve babamdan başka bir sebebe muhtaç etme. Amin. 

 

Tüm annelerin anneler gününü kutlarım.

 

 

Celalin Penceresinden

 
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder