13 Kasım 2014 Perşembe

Dr. Vehbi Karakaş - Hiç Namaz Kılmayana Önce Ne Demeli

Dr. Vehbi Karakaş - Hiç Namaz Kılmayana Önce Ne Demeli  

Dr. Vehbi Karakaş
 
Hiç Namaz Kılmayana Önce Ne Demeli?
Dr. Vehbi Karakaş
 

Allah’a ibadet etmekle görevlendirilen insana sırasıyla söylenmesi gerekenler:

1-Hiç namaz kılmayana önce, “Ya hu arkadaş hiç olmazsa sadece namazın farzlarını kıl, şimdilik yeter.” denmeli. Bir günde kılınan farzların toplamı, vitir vaciple beraber 20 rekattır. İnsana verilen 24 saatlik ömürden 20 rekatlık bir namaz için günde sadece 20, en fazla 30 dakika istenmektedir.

Evreni, içindekileriyle beraber insanın emrine veren bir Allah’a insan, beş vakit namaz için toplam yarım saatini vermezse, Allah, böyle bir insandan memnun olur mu? Böyle bir insan insanlığını ve İslamlığını koruyabilir mi?

2-Sadece beş vakit namazın farzlarını kılmayı adet haline getirmiş birine de: “Kardeşim, madem Allah’ın hatırı için farzları kılıyorsun, seni tebrik ediyorum; gel sen bir de Peygamberin hatırı için namazın sünnetlerini de kıl, çünkü sen Allah’ın rahmetine layık olduğun gibi; Peygamber’in de şefaatine layıksın. Farzlarla boynunu ipten kıl payı kurtarmış oldun, sünnetlerle de derecelerini artır, cennetini, cennetteki servetini büyült”, denmeli.

3-Beş vakit namazı farz ve sünnetleriyle beraber kılana ise:

“Kardeşim, gel, bu namazlarına imkanın varsa, zamanın müsaitse kuşluk namazını, evvabin namazını, teheccüd namazını da ekle; ekle ki bu muhabbet seni Firdevs cennetlerine değil, Firdevs cennetlerinin sahibine kavuştursun. “Bana seni gerek seni” makamına çıkarsın. Allah senin gören gözün, işiten kulağın, yürüyen ayağın, tutan elin olsun,” denmeli.

Çünkü Kudsi Hadisde Yüce Rabbimiz şöyle buyurmuştur: "Kim benim veli kuluma düşmanlık ederse ben de ona harp ilan ederim. Kulumu bana yaklaştıran şeyler arasında en çok hoşuma gideni, ona farz kıldığım şeyleri eda etmesidir. Kulum bana nafile ibadetlerle yaklaşmaya devam eder, sonunda sevgime kavuşur. Onu bir sevdim mi artık ben onun işittiği kulağı, gördüğü gözü, tuttuğu eli, yürüdüğü ayağı (düşündüğü aklı, konuştuğu dili) olurum. Benden bir şey isteyince onu veririm, benden sığınma talep etti mi onu himayeme alır, korurum. Ben yapacağım bir şeyde, mü'min kulumun ruhunu kabzetmedeki tereddüdüm kadar hiç tereddüte düşmedim: O ölümü sevmez, ben de onun sevmediği şeyi sevmem."(Buhari, Rikak 38.)

4-Namaz kılan herkese ise: “Sevgili kardeşlerim, aman namazınızı tadil-i erkansız ve huşusuz kılmayın, eğer tadil-i erkansız ve huşusuz (yani namazın rükünlerini eksik yapar ve bilinçsiz kılarsanız, kimin huzurunda olduğunuzun farkına varmadan eda ederseniz) namaz kılmış sayılmayabilirsiniz; yanınıza yorgunluktan başka bir şey kalmaz”, denmeli.

Hiç namaz kılmamaktansa sadece farzları kılan adam olmak, hiç kılmayan adam olmaktan kıyaslanmayacak kadar üstündür. Çünkü namaz kılmak, adam olmanın gereğidir.

Çünkü namaz kılmayan kişi, adam yerine konulmayacaktır. Ne Allah katında, ne de Peygamber katında. Namaz kılmayan, Allah’ın rahmetine, Peygamber’in şefaatine layık ve nail olamayacaktır. Namaz kılmayandan bütün kainat, evren ve içindekiler davacı olacaktır. Namaz kılmayan eğer pişman olur, tevbe eder, namaza başlarsa, o güne kadar işlediği günahların affı için Allah’ın merhametini ve Rasulullah’ın şefaatini tekrar harekete geçirebilir. Bu sefer bütün kainat o insana duacı olur.
 

 Onun içindir ki Üstad-ı Muhterem: “Kainatta en yüksek hakikat imandır, imandan sonra namazdır.” demiştir.

Namaz kılana diğer farzları yapmak zor gelmez. Beş vakit namazını kılan zikirmatik, şükürmatik olur, çıkar. Namaz böyle bir ibadettir. İnsanın bütün vakitlerini mayalar, zikirleştirir, şükürleştirir, namazlaştırır, namaz insanı melekleştirir.

Namaz kılmak, Allah’a inanana, Allah’ı aşk derecesinin üstünde sevene ağır gelmez. Allah da zaten aşk derecelerinin üstünde sevilmeye layık bir sevgilidir.

-Neden?


-Çünkü sevdiğimiz her şeyin, istifade ettiğimiz her nimetin sahibi O’dur. Çünkü aşk derecesinde sevdiğimiz her şeyi bize veren O’dur. Böyle bir sevgiliye hiç vakit ayrılmaz mı? Secde edilmez mi?

Namaz, insanı adam eder, Adem yapar. Namaz insanı faziletli, erdemli, şefkatli, merhametli, hürmetli insan haline getirir. Namaz insanı, adaletli, istikametli, iktisatlı, medeni, temiz ve modern insan yapar. Namaz insanı, kamil, alim, halis, muhlis, cömert, edepli, terbiyeli, kısaca güzel ahlaklı bir insan haline getirir. Çünkü bu güzelliklerin kaynağı Allah’tır. İnsan o kaynağa yaklaştı ve yanaştı mı bu güzelliklerle dolmaması, süslenmemesi mümkün değildir. Namaz kılanın yüzünde namazın uru, secdenin izleri ve güzellikleri görünür. Namaz kılmayan bu süsten ve bu güzelliklerden mahrum kalır. Makyaj ve maske güzelliklerinin peşine düşer, aldanır ve aldatır. İki cihanda da huzura hasret kalır.

Yüzünüzde secdenin güzellikleri görünsün.

Kalbiniz namazın sürur ve sevinciyle dolsun.

Aklınız iman ve Kur’an nuruyla aydınlansın.

İki cihanın huzur ve cenneti sizin olsun.
Tarih : 30.10.2014 Kaynak : Risale Ajans
 
 
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder