5 Ocak 2014 Pazar

Bu kavga büyük çok büyük

Bu kavga büyük çok büyük


1940’lı yıllarda bizim uçak fabrikamız vardı. Türkuşu’nda üretiyor, bununla da yetinmiyor, Avrupalılara satıyorduk.


Marshall Yardımı çerçevesinde bize bir teklif getirdiler. “Yapmayın, biz size veririz” diye bastırdılar; kabul ettik. O tesisleri mandıra haline getirdik. Uçaktan vazgeçtik, yoğurt ürettik.
Yıllar boyunca soyulduk ve sömürüldük. Ama “iyi çocuk” olduk.


Bugün ise “kötü çocuk” konumuna terfi ettik. Artık “tu-kaka”yız. Çünkü ele avuca sığmıyoruz.
Savunma sanayimizi millileştirme yolunda dev adımlar attık. Neler mi yaptık?..


Savunma Sanayi Müsteşarlığı, ASELSAN ve TAİ gibi milli kuruluşlarımız bir araya geldi. Kendi tank projemiz ALTAY’ı geliştirdik.

İnsansız hava uçağımız ANKA’yı uçuruyoruz. Katar ve BAE gibi ülkeler alım için sırada.


Fırtına Obüsleri, gerçekten fırtına gibi.


Yerli helikopterimiz ATAK havada.


Tomahawklar ile eş değerde Cirit Füzeleri ürettik. Önümüzdeki dönemde satacak ve para kazanacağız.


Dünya savunma devi olan ABD’nin yapamadığını yaptık. Bu yüzden Amerikalılar, ASELSAN’ın ürettiği kriptolu telsizleri bizden satın almak zorunda kaldı.

Milli Jet Projesi’ni başlattık. Şaka değil, 2020 Yılı’nda semalarımızda kendi jetlerimiz uçmaya başlayacak.


Hürkuş’un eğitim uçağı zaten havada.


Milli Gemi Projemiz (MİLGEM) tam yol ilerliyor. Yapamadığımız, üretemediğimiz deniz aracı yok. Firkateyn, hücumbot, sahil güvenlik botu, çıkarma gemisi gibi akla ne gelirse bizim tershanelerimizden çıkıyor. Üstelik satıyoruz.


Yapamadığımız bir tek uçak gemisi kalmıştı. 2013 sonunda onun da müjdesi geldi.


Mayın arama taraması yapan Kirpi’ler ortalıkta geziyor.


ASELSAN, savaş robotları dahil her türlü muharebe sistemini üretiyor. HAVELSAN yazılımlar yapıyor; bir CD’yi milyonlarda dolara satıyor.


Ankara Gölbaşı’na uzay istasyonu, Sinop’a uydu fırlatma merkezi kuruyoruz. Yeni Göktürk Uydusu’nu tamamen kendimiz üreteceğiz. Kameralarını ASELSAN, yazılımını HAVELSAN, koruyucu sistemlerini TÜBİTAK ve TUSAŞ yapacak.


Avrupa’da savunma sanayileri can çekişiyor. ABD’de şirketler ayakta kalabilmek için birleşiyor. Biz ise zıpladık gidiyoruz. Bölgesel bir dev haline geliyoruz. Çin ve Hindistan’la birlikte yükselen değer durumundayız.


Nereden nereye! Sabun gibi ellerinden kaydık. Rahatsızlar ve huzursuzlar. Bizi durduramazlarla işleri zor!


***


Bizim istihbaratımız yıllarca Batı’nın kontrolündeydi. Milli istihbarat yolunda da ciddi bir atak yaptık. Sadece adı “Milli” olan MİT’i millileştirmek yolunda adımlar attık.


O alanda da “kötü” ve “huysuz” çocuk kategorisine girdik. Ele avuca sığmaz hale geldik.

İsrail çok rahatsız oldu. Dolaylı olarak da Amerika!


Bugün Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Erdoğan, Simon Wiesenthal Merkezi’nin hazırladığı “İsrail’in Düşmanları Listesi”nin ilk sıralarında. Çünkü bütün bu gelişmeler, O’nun döneminde gerçekleşti.


MİT’in başındaki Hakan Fidan’a operasyon bu yüzden yapıldı. O operasyon da yaşadığımız “büyük savaş”ın bir parçasıydı!

Çünkü rahatsızlık diz boyu. Böylesine bir Türkiye’ye alışık değiller. Hop oturup, hop kalkıyorlar.


***


Biz, bugün buz dağının üzerindeki bir takım küçük parçaları görüyor ve onların üzerinden bir tartışma yürütüyoruz…

Oysa, son dönemde yaşadığımız kavganın boyutları o kadar büyük ki!..


Biz, MİT’e yönelik operasyon düzenlenirken “acaba” dedik. Gezi Olayları’ndaki bazı bağlantıları görünce “acabalar” ortadan kalktı; pusların büyük bölümü dağıldı. Son yaşadıklarımızla birlikte tablo iyice netleşti.


Hedefte aslında Erdoğan değil, Türkiye var! Ama ilk önce Erdoğan’ın gitmesi ya da gücünü kaybetmesi gerekiyor.


Sonrası kolay olacak!


Artık taşlar yerine oturdu. Hedef belli: Türkiye’de 1940’larda ne yapılmışsa, bugün de o yapılmaya çalışılıyor.
 

http://www.aksam.com.tr/yazarlar/emin-pazarci/bu-kavga-buyuk-cok-buyuk/haber-273487

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder