11 Mart 2014 Salı

Her insanın bir şeytanı vardır

Her insanın bir şeytanı vardır



Her insanın bir görevli şeytanı vardır. Keşif keramet sahibi bir evliya, kendi şeytanını gördü. Baktı ki o kadar zayıf, o kadar biçimsiz, sanki ölecek gibi... Aradan biraz zaman geçtikten sonra, tekrar şeytanını gördü ki biraz daha kuvvetli olmuş. O evliya şeytanına sordu:

- Ne oldu ki sen bu kadar güçlendin ve değiştin. Oysa sen, daha önce ölecekmişsin gibi hasta ve kötü bir durumdaydın? Şeytanı ona cevap verdi:

- Sen ne zaman değiştin, senin ibadetlerin ne zaman değiştiyse ben de o zaman değiştim!

- Nasıl? Dedi…

- Sen eskiden çok ibadet sahibiydin, sâlih ameller yapıyordun, zikirle meşguldün; ben o zaman üzüntümden, kederimden zayıf düşüyordum.


Sana karşı bir gücüm kalmıyordu. Sen ne zaman ibadetini eksik yapmaya başladın, ben de o zaman kuvvetlendim, diye şeytanı ona cevap verdi.


Biz görmüyoruz ama aynen bizimkisi de öyledir. Ne kadar ibadet yaparsak, ne kadar Allah-u Zülcelal’e karşı samimiyetimizi artırırsak o da o kadar eriyor ve zayıf düşüyor. İbadetten düştüğümüz zaman da o kadar kuvvetli oluyor.


Hatta kitaplarda deniliyor; “Bir insan evine girdiği zaman, selam verirse, ‘Bismillahirrahmanirrahim’ derse, yemek pişirirken besmele çekerse o da dışarıda kalıyor, o yemekten faydalanamıyor.”

Bir kimse de ne selam veriyor, ne eve girerken ne de yemek yerken Besmele çekiyor, yemekten sonra da “Elhamdulillah” demiyorsa şeytan onunla beraber eve giriyor, onunla yemek yiyor ve o ne yaparsa ondan faydalanarak güçleniyor…

Anlatılıyor; “İki müminin şeytanı yan yana gelmişler. Birisi çok zayıf, birisi de kuvvetliymiş. Kuvvetli olan diğerine sormuş:

- Sen niye bu kadar zayıfsın? Öteki cevap vermiş:

- Ben öyle bir kişinin yanındayım ki o, her şeye 'Bismillahirrahmanirrahim' ile başlıyor. Ben de ne yemek yiyebiliyorum, ne eve girebiliyorum ne de başka bir şey yapabiliyorum. Böyle zayıf düşüyorum, demiş… Kuvvetli olan diyor.

- Benimki öyle değildir. Ben onunla yerim, onunla içerim, onunla evine girer, onunla uyurum. Ne besmele çeker, ne de hamd eder, diyor…

Birisi öyle birisi böyle işte… Biz uyanık olalım. Gaflete düşmeyelim. Az bir zamanımızı değerlendirsek baki olan ahiret hayatımızı düzelteceğiz inşaallah-u teâlâ…

İmam-ı Ali radıyallahu anhu diyor: “Bela, insanın başına ancak bir günah ile nazil olur!” Bir kavim, bir millet günah yaptığı zaman, bela iniyor onların üzerine. “Bir bela da bir insanın üzerinden kalkarsa ancak tevbe ile kalkar” diyor.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder