5 Mart 2014 Çarşamba

Mesleğiniz Nedir?

Mesleğiniz Nedir?
 
Ahmed Şahin Didin                
 
Mesleğiniz Nedir?
 
Ahmed Şahin Didin
 
 
 
Her şeyi ile mükemmel bir dünyada yaşıyoruz ve her şey o kadar faydalı bir biçimde yaratılmış ki, o kadar yerli yerine konulmuş ki hatta hastalık ve musibet’in bile insana faydası var.Yani olumsuzlukların  bile insana faydasının dokunduğu bir hayat yaşıyoruz İmam Gazali’nin dediği gibi ‘’Bundan daha güzeli olamaz’’Yani yerin en alt katındaki bir mahluktan yıldızlara kadar her varlık kainat fabrikasında yerini almış,vazifesini üstlenmiş.
 
Harika bir sanat eseri olan insanda en şerefli noktaya oturtulmuş.Bu vazifeli varlıklardan birinin vazifesini terk etmesi sistemde  olumsuz etkiler oluşturduğu halde insanın vazifesini terk etmesi imtihan gereği sisteme dokunmuyor fakat dediğim gibi İMTİHAN gereği aslında en büyük ve en önemli vazife insana düşüyor çünkü diğer varlıkların vazifesi kısacık Dünya hayatını alakadar ederken insan ise ebedi hayatının tesisini bu vazife neticesinde hazırlıyor.

 
Aslında insanın vazifesinde  İhmali,tembelliği veya isyanı  Başlıca Gafleti   Bu tesisin zararına oluyor.Hal böyle iken insanın bir gayesi ve bir maksadı olması gerekiyor.Kendimiz bu nimetlerin farkına varıp Şükründen aciz olduğumuz halde eda etmeye çalışıyorsak başkalarını da yönlendirmeliyiz.Yani sadece bilmemiz yetmiyor çevremizdeki insanlara da bu hakikatleri anlatmalıyız tabi önce bunu kendimize dava edinmeliyiz.

 
Kendimizi bir itfaiye eri gibi bilmeliyiz ve gaflet,dalalet  yangınana düşmüş en değerli varlık olan insanların kurtuluşu için çalışmalıyız.Hani güzel bir filmi arkadaşlarınızdan önce siz izlemişsinizdir ve dayanamaz hemen sahnelerini anlatma heyecanına kapılıp başlarsınız şurada şöyle dedi burada böyle yaptı vesaire Peki sizce diğer insanlardan önce okuduğunuz öğrendiğiniz bu hakikatler bir film sahnesi kadar heyecan vermiyor mu?Tabiki bu heyecanı önce bizim yaşamamız lazım 

 
Düşüncesi ne ise insan odur.İnsanın öyle büyük bir gayesi olmalı ki bu gaye onun tüm gününü doldurmalı hatta rüyalarını bile süslemeli ve hakikat uğruna hayatını bile feda edecek kadar değer vermeli davasına . Dediğim gibi her insanın bir gayesi olmalı ve o gaye bir olanın(Allahın)rızası olmalı

 
 
Değilmi ki Resulü Ekrem Efendimiz (a.s.v.) bir elime ayı diğer elime de güneşi verseniz  yinede bu davamdan dönmem diyor. Bizler böyle  bir peygamberin Ümmetiyiz  peki ona benzemek her alan da geçerli değimli? Sahabe efendilerimiz bu gaye için hayatlarını hiç düşünmeden feda etmedilermi? Bediüzzaman Said Nursi(r.a.)  "Gaye-i hayal olmazsa, enaniyet kuvvetleşir’’diyor demekki insan gayei hayalsiz ise sadece kendini ve rahatını düşünen bir varlık haline gelir.Bu ise ebedi hayatı için kuracağı tesisin yıkılması için yeterli bir sebeptir.

 
Öyle ki sahibüzzaman  Van kalesinden düşerken bile Davam demiştir. Yani gaye-i hayali hayatını doldurmuştur.Kendisine mesleğin nedir diye soran savcıya cevaben Mesleğim iman kurtarmaktır demiştir.Öyle ise bizler önce davamızı bilip ona göre davranmalıyız .

Davamızı her sebebi vesile kılıp her yerde ve alanda anlatmalıyız diye düşünüyorum

 
 
İşimiz ne olursa olsun Mesleğimiz iman kurtarmak olsun kendi imanımızı sevdiklerimizin sevmediklerimizin tanıdığımız ve tanımadığımız insanların imanını kurtarmak olsun….
 
 
Dua ve selam ile….
 
 
Tarih : 27.02.2014 Kaynak : Risale Ajans
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder