6 Kasım 2015 Cuma

En büyük şükür: Namaz

En büyük şükür: Namaz

 
Cemil Tokpınar

c.tokpinar@meydangazetesi.com.tr
16 Ekim 2015, 01:55

Rabbimizin bize ihsan ettiği sonsuz nimetlere karşı en güzel şükür, namaz kılmaktır. Çünkü sayısını bile bilmediğimiz ve ardı arkası kesilmeyen nimetlere, ölünceye kadar hiç bitmeyen ve günde beş vakit kıldığımız namazla karşılık verebiliriz.
 
Acaba, gözlerimiz görmese, sıhhate kavuşmak için, olsaydı milyonlarımızı bağışlamaz mıyız? Acaba iki elimizi veya iki ayağımızı, bütün kâinâtı verseler değişir miyiz?
 
Ya aklımızı? Ya ruhumuzu? Ya her biri birbirinden güzel duygularımızı herhangi bir dünya malı karşılığında satar mıyız?
 
İşte bize namazı emreden Rabbimiz, tüm bunları, üstelik sayısız nimet ve rızıklarla birlikte bize bağışlamıştır. Zaten Kur’an’da mealen, “Allah’ın nimetlerini saymaya kalksanız, sayıp bitiremezsiniz” (Nahl: 18) buyruluyor.

Bir ayak kaç lira?


Bizler beş vakit namaz kılmakla bu sayısız nimetlerin şükrünü bile eda edemeyiz. Ama o şefkati sonsuz Rabbimiz ne yapıyor? Bir de bize Cenneti veriyor. Cehennemden kurtarıyor.
 
Onu razı etmek için, ebedî azaptan kurtulup, tüm dostlarımızla cennette sonsuz bir hayat yaşamak için namaza dört elle sarılmak, ezan okununca camiye koşarak gitmek gerekmez mi?
 
Bir habere göre, ABD’de, metro çıkışındaki yürüyen merdivenlerde sıkışan ayağını kaybeden 7 yaşındaki bir çocuğa mahkeme, 53 milyon dolar (152 milyon lira) tazminat verilmesini kararlaştırmış.
 
Demek sadece bir ayağın bedelini bile ömür boyu çalışsak kazanamayacağız.
 
Şunu da unutmayalım: Bir göz, bir ayaktan çok daha gerekli ve önemli. Bir kalp ve beyin ise, gözden ve kulaktan değerli. Akıl ve ruh ise hepsinin üzerinde. Hele ebedî hayatı bize kazandıran iman nimetinin değerini hiçbir şeyle ölçebilir miyiz?
 
İşte biz böylesine muhteşem nimetlerle kuşatılmışız ve şükürle görevliyiz. Peygamberimiz (s.a.v.), “Namaz şükrün bütün çeşitlerini içinde toplar” buyurduğuna göre, Allah’a teşekkürümüzü, beş vakit namazla ifade etmeliyiz.

“Bana şükredin, nankörlük etmeyin”


Rabbimiz, Kur’an’da birçok ayette nimetleri sayıp şükretmemizi emreder. İşte bunlardan birkaçı:
“Beni (namaz ve diğer ibadetlerle) zikredin ki, Ben de sizi (rahmet, inayet ve nimetimle) anayım. Bana şükredin; sakın nankörlük etmeyin. Ey iman edenler! Sabır ve namazla Allah’tan yardım isteyin. Şüphesiz ki Allah, sabredenlerle beraberdir.” (Bakara: 152-153)
 
Bir başka ayette ise yine sabır ve namazla yardım istemek emredilir ve “Fakat bu, Allah’tan korkanlardan başkasına pek ağır gelir” buyrulur. (Bakara: 45)
 
Demek ki, ‘namaz kılmamak’ bir bakıma Allah’tan korkmamak demektir. Hangi mümin, her şeyin yaratıcısı ve sonsuz güç sahibi Allah’tan korkmaz? Eğer bütün zerreleriniz bu ifadeden ürperiyorsa, hemen namaza ciddiyetle ve coşkuyla sarılın.
 
İşte namaz, ayetlerde emredilen şükrün en güzel ifadesidir. “O gün bütün nimetlerden sorgulanacaksınız” (Tekâsür: 8) anlamındaki ayeti aklımızdan hiç çıkarmamak gerekir. Bilhassa namazı, isteksiz ve baştan savma değil, severek ve büyük bir özenle kılmalıyız.

 

Bir göz için ömür boyu ibadet


Bir hadiste anlatıldığına göre, bütün hayatını ibadetle geçiren bir zat vefat edince Cenab-ı Hak şöyle sormuş:
 
Ey kulum, sana rahmetimle mi muamele edeyim, yoksa yaptığın ibadetlerle mi?
 
Adam bütün hayatını ibadetle geçirdiği için şu cevabı vermiş: İbadetlerimle ya Rabbi!
 
Melekler yaptığı ibadetleri bir bir hesaplamışlar. Bir de ne görsünler? Adamın ibadetleri bir gözünün şükrü için bile yeterli değil ve Cehenneme gitmesi gerekiyor. Fakat pişman olup yalvarıyor ve Cenâb-ı Hak affederek: “Seni rahmetimle Cennetime koyuyorum” buyuruyor.
 
Allah bizi böyle ucubdan, yani kendi ibadetlerine güvenmekten korusun.

Sürekli ibadet etsek yine yetmez


Bir gencin beyin ameliyatı Türkiye’de yapılamıyor ve ABD’ye gitmesi için yoğun bakım donanımlı uçak gerekiyordu. Ailesi varlıklıydı ve her türlü masrafı yaptı. Yaklaşık bir milyon dolarlık masrafın sonucu maalesef ölüm oldu.
 
Boyu posu yerinde, organları sağlıklı, bütün hormonları ve enzimleri doğru çalışan insanlar ne büyük bir nimet içindeler ve bunun için gece gündüz şükretmeleri gerekmez mi?
 
Bir de bu güzel organlarımızın rızıkları var. Midemiz için binlerce çeşit yiyecek ve içecek, dilimiz için binlerce tat, kulağımız için birbirinden güzel sesler, burnumuz için sayısız güzel koku, gözümüz için sınırsız güzel manzara yaratılmıştır.
 
Verdiğimiz örnekler sadece maddî varlığımızla ilgili. Oysa bu organlar, insandaki kadar gelişmemiş de olsa, hayvanlarda da var. Bizim asıl zenginliğimiz, aklî, ruhî, kalbî ve hissî derinliğimizde gizli. Bunların her birini sayfalarca anlatmak gerekir.


 
 
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder