28 Kasım 2015 Cumartesi

Hekimoğlu İsmail - Gayemiz, yeryüzünü mektep yapmaktır

Hekimoğlu İsmail - Gayemiz, yeryüzünü mektep yapmaktır


Hekimoğlu İsmail
AİLE-SAĞLIK

Gayemiz, yeryüzünü mektep yapmaktır


Kelam sıfatına sahip olan Allah, bu erişilmez sıfatından “suhuf”lar, “kitap”lar göndermiştir. Böylece edebiyatın erişilmez örneği “Kelamullah” olmuştur.

Kur'an'da ilk emir “Yaratan Rabb'inin adıyla oku!” diye başlar. Yani insanı okumaya, yazmaya, ilme davet eder. Peygamberimiz (sas) de ‘İlim öğrenmek kadın ve erkek herkese farzdır.' hadis-i şerifiyle ilme ve eğitime özel bir önem vermiş, nitekim Bedir Savaşı'nda esir alınan müşrikler on Müslüman'a okuma yazma öğretmeleri karşılığında azat edilmiştir.

İslamiyet zaten ilim dinidir, bunun için her İslâm âliminin vazifesi, İslâmiyet'le Müslüman'ın irtibatını ahenkli bir şekilde sağlamaktır. Meyve ile dal arasındaki irtibat gibi. Öyleyse insanların her biri ilimden ve teknikten nasibini almak için okumak zorundadır. Çünkü okumak, dünyaya geniş bir pencere açmak gibidir. Eğer insan lisan öğrenirse o lisanın âlemine de bir pencere açmış olur. Böylelikle okuyanlar okumayanlara âlim olur, öğretmen olur, yol gösterir. Okumayan insan ilim, sanat, marifet adına çok şeyler kaybeder.

Kitaplar aynı zamanda kolektif beyindir. Yani bu kitapların her birini bir ilim adamı yazmıştır. Nasıl ki bir lise talebesi sekiz on çeşit ilim okur, mezun olur. Tarih, coğrafya, fizik, kimya gibi. Aynen öyle de kitaplar, gazeteler ve dergiler halkın seviyesini yükseltir. Seviyesi yükselen kimseler, âlimi az çok kontrol eder, soru sorar. Bu hâl, âlimi çalışmaya ve dikkatli olmaya sevk eder. Çalışan ve dikkatli olan ilim adamı döner, yakınlarının seviyesini yükseltir. Böylece Müslümanlar ayağa kalkar.

Medeniyetlerin temeli kitaptır. Kitap, dedelerden torunlara intikal ederken devamlı seviyeyi yükseltir. Kitaplar aynı zamanda milli birliği temin eder. Ordu gibi büyük güçlerin yapamadığını kitaplar, bazen de bir kitap tek başına yapabilir. Bugün pek çok insanın şahsi kütüphanesine bakınca, maddeten ve manen terakki ve tekâmülün yolunun kitaplarla olacağını anlamış olur.

Mesela benim için kütüphanem, dostlarımla toplandığım bir meclistir. Kitap okumakla, o dostlarımı dinlerim sanki. En büyük zevkim işte budur; rafları dolduran kitaplarla sohbet etmek... Bazen ziyaretime gelenler soruyor; “Hocam, bu kitapları nasıl aldınız, hepsini okudunuz mu?” diye. “Bu kütüphane sigara paralarıyla kuruldu.” diye cevap veriyorum. Gençliğimde oturup hesap yaptım; bir ayda ne kadar sigara içilir? Bunun için kaç lira ödenir? Her ay sigaraya vereceğim parayı kitaba verdim, bir kuş gibi dolaştım kitap topladım. Sayısını bilmediğim kadar kitabım oldu. En iyi arkadaşım oldu kitaplar...

Seneler önce bir kitap fuarında stantları dolaşırken düşünmüştüm ki yüzlerce yayınevi, her fikirde, her görüşte binlerce kitap… Bunlar ne zaman yazıldı, kimler, nasıl yazdı?.. Zannettim ki gökten kitap yağmış. Fuarda gezip o kitapları seyretmek bile ruhuma iyi gelmişti. Nasıl ki bir bahçeye girsek, oradaki çiçekler, bitkiler bizi rahatlatır. Aynı şekilde fuara girince de ruhum bayram etti.

İnsan kendine sormalı: Evimde mutfak varken, çeşit çeşit yemekler yenirken, neden bir kütüphane yok? Mideler gıda, beyinler ilim ve iman ister. Nasıl evin bir mutfağı varsa, bir de kütüphanesi olmalıdır. İşte bunun için “Hiç değilse bir kitap da ben alayım.” demeli ve kitaplar âlemine girmeli insan…

Kitap vardır ki kendini aratır, kitap vardır ki insanın hayatında yepyeni pencereler ve kapılar açar...

Gayemiz, yeryüzünü mektep yapmaktır.
 
 
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder