18 Kasım 2016 Cuma

GINA(zenginlik)

GINA(zenginlik)

 

‘Gına’ sözlükte zenginlik, servet, yeterlik, yeterli olma, usanma, bıkma, kanaat ve başkasına ihtiyaç duymamak anlamındadır.

 

İnsan kendi acizliği, fakirliği ve ihtiyaç içinde olduğunu temel dini kaynaklardan öğrenmemiş olsa bile gerçekte o, bu özelliklerde bir varlıktır.

Allah (c.c.) insanın bu doğal durumunu şöyle hatırlatmaktadır:

“Ey insanlar, siz hepiniz Allah (c.c.)’a muhtaçsınız; Allah ise hiçbir şeye ihtiyacı olmayan bir Gani ve Hamid’dir.” [1]

 

İslâm ahlâkında ‘gına’, mümin kişinin yalnızca Allah (c.c.)’a muhtaç olduğu bilincine erişmesi, Allah (c.c.)’tan başka hiçbir şeye ihtiyacının olmadığını düşünmesidir. Mümin bu bilince ulaştığı anda, kendisi fakir olduğu halde, hiç kimseye ve hiçbir şeye karşı ihtiyaç hissetmez. Bu noktaya erişmiş mümin, aynı zamanda kendi varlığı da dahil olmak üzere her şeyi Allah (c.c.)’tan bilir ve sahip olduğu şeyleri de O’nun varlığının bir gölgesi sayar.

 

Gına makamına ulaşınca insan ruhu başka bir şeye ihtiyaç hissetmez. Müslümanlar arasında söylenen ‘asıl zenginlik kalp zenginliğidir’ sözü de bunu ifade etmektedir. 

                             

                          Hz. Peygamber (s.a.v.)’in Gözünün Tokluğu

 

Hz. Peygamber (s.a.v.) evde genellikle aç dururdu ve geceleyin çoğu kere bütün ev halkı aç yatarlardı. Hz. Peygamber (s.a.v.) ardı ardına bir çok geceyi aç geçirirdi. O ve ev halkı akşam yemeği bulamazlardı. [2]

 

Hz. Aişe (r.a.) şöyle der: ‘Hayatı boyunca yani Medine’ye gelişinden vefat edinceye kadar geçen dönemde Hz. Peygamber (s.a.v.) hiçbir zaman üst üste iki vakit iyice doyarak yemek yemedi.’ [3]

 

Çoğu kere, Hz. Peygamber (s.a.v.) sabahleyin mübarek eşlerinin yanına gelir ve “Bugün yiyecek bir şeyler var mı?” diye sorardı. Onlar, ‘Yok’ derlerse Hz. Peygamber (s.a.v.) , “Öyleyse ben de oruçluyum” buyururdu. [4]

 

Hz. Muhammed (s.a.v.), İslâm devletini kurduktan sonra, dünya nimetlerinden uzak kalmayı, her türlü imkan bulunmasına rağmen krallar gibi davranmamış, kendine dünya servetinden en ufak bir pay çıkarmamıştır. Son derece mütevazi bir hayat yaşarak görevini tamamlamıştır.

 

İşte gına yani gözü tokluluk budur.



[1] Fatır sûresi,  35/15. 
[2] Tirmizi, Zühd, 38. 
[3] Tirmizi, Şemail. 
[4] İbnu Hanbel, Müsned, 2/49.


BU YAZI AŞAĞIDAKİ WEB SİTESİNDEN ALINMIŞTIR.
http://www.islamahlaki.com/default.asp?kat_no=578

--

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder