25 Kasım 2016 Cuma

GÜÇLÜ OLMAK

GÜÇLÜ OLMAK
 

‘Güçlü olmak’, müslüman birey ve toplumun, güvenli ve huzurlu yaşaması için iç ve dış düşmanlarına karşı her zaman savunma hazırlıklı olması demektir.

 

Kur’an-ı Kerim’de buyurulur:

“Onlara (yani saldırgan kafirlere) karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve (cihad için) bağlanıp beslenen atlar (günün şartlarına göre savaş araçları ve her türlü savaş malzemesi) hazırlayın. Bununla Allah’ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve onlardan başka sizin bilmediğiniz, Allah’ın bildiği (gizli düşman) kimseleri korkutursunuz. Allah yolunda ne harcarsanız (karşılığı) tam olarak size verilir, hiç haksızlığa uğratılmazsınız.” [1]

 

İslâm düşmanlarına karşı zamanın gereklerine göre her türlü güç hazırlamak, Kur’an buyruğudur. Yüce Allah (c.c.), bilinen ve bilinmeyen Allah (c.c.) düşmanlarını korkutmak, onların müslümanlara saldırı ve zulüm cesaretlerini kırmak için elden geldiğince güç hazırlamayı emretmiştir. Ayette ‘kuvvet’ kelimesi kullanılmıştır. Kuvvet genel anlam ifade eden bir kelime olup, savaş için gerekli her şeyi içine almaktadır. Asırlar boyu at, ok, kılıç, kalkan, savaş araç ve aletleri idi. Hz. Peygamber (s.a.v.) zamanında savaş bunlarla yapıldığından, ayette genel anlamda kullanılan kuvvet yanında, özellikle at hazırlanması vurgulanmıştır. Burada asıl amaç at hazırlamak değil, zamanın gereklerine göre savaş için gerekli ulaşım ve savaş araçlarını hazırlamaktır. Başkalarına haksız yere saldırmak ve zulmetmek için değil, saldırıyı önlemek ve caydırmak ve savunmak için savaşa hazırlıklı olmak gerekir.

 

Peygamber (s.a.v.) kuvveti açıklarken “İyi bilin ki kuvvet atmaktır.” [2]

 

“Atınız, bininiz; atmanız, binmenizden daha iyi (önemli)dir.” [3] buyurdu. Bu sözünü üç kere yineleyerek ‘atma’nın ve ‘atış eğitimi’nin önemini vurgulamış ve bugünkü silahların geldiği noktaya işaret etmişlerdir. Son teknolojiler kullanılarak geliştirilen füzelerle binlerce kilometre uzaklıktaki hedefler vurulmakta, hatta bunlara karşı atılan füzeler havada birbirlerini yok edebilmektedirler. Bütün bunlar ‘atma’ teknikleri ile yapılmaktadır.

 

Nisa sûresinin 71. ayetinde yine Allah (c.c.), müslümanlara her zaman  uyanık bulunmalarını, korunmaları için gerekli tedbirleri almalarını emretmiştir. Saldırmayı emretmemiş, saldıranlara karşı korunmayı buyurmuştur. İşte müslümanların hazırlıklı ve caydırıcı güce sahip olmaları emredilirken, diğer taraftan da : “Saldırmayınız, zira Allah saldırganları sevmez.”[4] buyuruluyor.



[1] Enfal sûresi,  8/60. 
[2] Müslim, İmaret, 167. 
[3] Ebu Davud, Cihad, 23. 
[4] Bakara sûresi,  2/190.


 
BU YAZI AŞAĞIDAKİ WEB SİTESİNDEN ALINMIŞTIR.
http://www.islamahlaki.com/default.asp?kat_no=580

--

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder