Hadisi şerifte, dallarından tutanın cennete gideceği ve dalları cennetten dünyaya sarkan ağaç neye benzetiliyor? İşte cevabı…
“Cömertlik, dalları dünyaya uzanan cennet ağaçlarından bir ağaçtır. Kim onun dallarından birine tutunursa, bu onu cennete götürür. Cimrilikse, dalları dünyaya uzanmış cehennem ağaçlarından bir ağaçtır. Kim de, onun dallarından birine tutunursa, bu (da) onu ateşe (cehenneme) götürür!..” (Beyhakî, Şuabü’l-Îmân, VII, 435)
Allâh Rasûlü -sallâllâhü aleyhi ve sellem- diğer bir hadîs-i şerîflerinde şöyle buyururlar:
“Her sabah yeryüzüne iki melek iner. Bunlardan biri:
«Allâh’ım! Malını hak yolunda harcayana halefini (infâk ettiğinin yenisini) ihsân buyur!» diye duâ eder.
Öteki de:
«Allâhım! Pintilik edene malının telefini ver!» diye bedduâ eder.” (Müslim, Zekât)
Bir başka hadîs-i şerîfte de Hazret-i Peygamber -sallâllâhü aleyhi ve sellem-:
“Cömertlik, dalları dünyaya uzanan cennet ağaçlarından bir ağaçtır. Kim onun dallarından birine tutunursa, bu onu cennete götürür. Cimrilikse, dalları dünyaya uzanmış cehennem ağaçlarından bir ağaçtır. Kim de, onun dallarından birine tutunursa, bu (da) onu ateşe (cehenneme) götürür!..” (Beyhakî, Şuabü’l-Îmân, VII, 435) buyurarak, zekât, sadaka, öşür ve infâk gibi mâlî ibâdetleri edâ edenleri müjdelerken, cimrilik sâikıyla gaflet gösterenler hakkında ne düşündürücü bir îkâzda bulunmuştur…
Yâni âyet-i kerîme ve hadîs-i şerîflerde malın kalbe girmesiyle muhtâcın hakkı gaspedildiği zaman hazîn bir âkıbete dûçâr olunacağı bildirilmektedir. Bu ilâhî îkâz karşısında iyi düşünmeli ve zekâta ilâveten sadakalar ve infâklarla mecbûrî olan kırkta biri de çok aşmaya gayret etmelidir. Cenâb-ı Hakk, bu hususta şöyle istikâmetlendirir:
“… (Rasûlüm!) Hayr-u hasenât yolunda ne harcayacaklarını sorarlar. De ki: İhtiyaç fazlasını!..” (el-Bakara, 219)
Bunun içindir ki, ashâb-ı kirâm dâimâ bir infâk seferberliği içinde olurlardı. Tebük seferi için Hazret-i Ömer -radıyallâhü anh-, malının yarısını getirmiş; Hazret-i Ebûbekir -radıyallâhü anh- ise tamamını infâk etmişti. Kendisine:
“–Çoluk çocuğuna ne bıraktın yâ Ebâ Bekir?” diye soran Hazret-i Peygamber -sallâllâhü aleyhi ve sellem-’e de:
“–Allâh ve Rasûlünü!..” mukâbelesinde bulunmuştu.
Kaynak: İslam İman İbadet, Osman Nuri Topbaş