8 Ocak 2015 Perşembe

İsmail Aybey - PARAN VARSA GEL...

İsmail Aybey  - PARAN VARSA GEL...
 
Bu yazının eklenme Tarihi : 07 Ocak 2015 Çarşamba
Okunma Sayısı: : 34
Yazı Boyutu: 10 Pt 12 Pt 14 Pt 16 Pt
Yazar: İsmail Aybey
Toplam Yorum:
Yorum Ekle
   
     Geçtiğimiz gün televizyonu izlerken bir evlilik programının daha başladığına şahit oldum. “Evleneceksen Gel” adlı programı Seda SAYAN ile Uğur ARSLAN sunuyordu.
 
Uğur ARSLAN daha önceden de başka bir kanalda Songül KARLI ile bir evlilik programı sunmuştu. Açıkça söylemek gerekirse, Uğur ARSLAN’ın böyle programlarda boy göstermesi benim garibime gidiyor. Ne bileyim, adama yakıştıramıyorum. Çünkü ARSLAN, gayet ciddi, efendi, şair ruhlu bir adam. Gerçi bu işi sonuçta ekmek parası için yapıyor. Nereden teklif gelirse oraya gidecek.
 
Bir zamanlar “Karagümrük Yanıyor” diye bir şiir ile gündeme gelmişti. Şiire bir de klip çekmişti. Çok izlenenler listesindeydi. Baktı gördü o da şiir işlerinde para yok, vazgeçti anlaşılan.
 
            Bu işi en iyi kıvıran, programında da bol bol kıvıran ve evlilik programıyla özdeşleşen isim Esra EROL. Onun tahtını kolay kolay kimse sallayamaz. 500 bin TL aylık aldığı söyleniyor. Bu rakamın yüksekliği bile evlilik programlarının ne kadar ciddi bir reyting unsuru olduğunu gösteriyor.
 
            Efendim, konumuz elbette ki ne Uğur ARSLAN ne de Esra EROL’un aldığı maaş.
 
            Benim değinmek istediğim başka bir husus var. Evlilik programları, evlilik gibi kutsal bir birlikteliği ayağa düşürüyor. Reyting uğruna her gün değişik olaylar, kavgalar, bağrışlar, evliyken programa katılanlar, loca denilen yerde (evlilik adaylarının toplandığı salon) aynı anda üç dört kişiye yazılanlar, neler neler…
 
            Geçtiğimiz yıllarda genç bir erkek bir bayana talip olmuştu. İş yerinde çalışıyorken annesi aramış. Programda gördüğü bir kızı beğenmiş. Hemen oğlunu aramış tam sana göre bir kız diye. Oğlu da koşmuş gelmiş kızı almaya. Sanki manavdan elma alıyor. Kabul etmedi tabi kız, hiç kabul eder mi? Bir kere çocuk kendi özgür iradesiyle gelmemiş. Annesi beğenmiş o da almaya gelmiş kızı.
 
            Yukarıda bahsettiğim, Uğur ARSLAN’ın programında da benim izlediğim anda garip bir olay yaşandı. Bir genç erkek, bir kıza talip olmaya geldi. Konuşmuşlar. Kıza demiş ki sen benim eski sevgilime çok benziyorsun, o yüzden geldim. Kız kabul etmedi tabi. Eder mi hiç?
 
Bir de genellikle söyledikleri şu oluyor: “Benim için paranın, malın önemi yok. Ben, bana değer verecek, beni sevecek birisiyle aşk evliliği yapmak istiyorum.”
 
            Otuz kırk yıldır bulamadığı aşk evliliğini televizyonda bulacak. Öyle düşünüyor. Telefonla bağlanan talibini çağırıyor ekranlara. Talibi çıkıp geliyor ta uzak diyarlardan.
 
            Gelin adayı, gelen talibine şu soruyu soruyor: Aylık gelirin ne kadar? Evin var mı, araban var mı, katın var mı, yatın var mı, atın var mı?  
 
            Demek istiyor ki, “Eğer sadece atın varsa, bin o ata geldiğin yere geri git. Ama katın, yatın varsa eğer, atının terkisine beni de al birlikte gidelim.”
 
            Şaka bir yana, geliri düşükse elektrik alamadığından dem vurup çay içmek için bile fırsat vermiyor talibine. Bu böyle olunca, hem para pulun önemi yok deyip hem de maaşını ve kendine ait evinin olup olmadığını sormak kişinin samimiyetsizliğini gösteriyor.
 
            İşte başlığa taşıdığım husus bu. “Evleneceksen gel” diyor ama aslında “Paran varsa gel” demek istiyor.
 
            Elbette evlenecek bir bayan, kendini güvence altına almak ya da rahat etmek için maaş, ev gibi durumları sorabilir, en doğal hakkıdır. Fakat bari en başından paranın, pulun öneminin olmadığını söyleme. Bu sende kalsın.
 
            Her şeyimizi sanal ortamda yapmaya alıştığımız için evliliği de sanal ortamlarda yapmaya başladık. Televizyon ekranlarında ve sanal ortamlarda yapılacak olan evliliğin ne derece sağlıklı olacağını size bırakıyorum.
 
            Sağlıcakla kalın. 

http://sahibindenyazilar.com/author_article_detail.php?article_id=469



 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder