29 Mayıs 2014 Perşembe

Haftanın Esma'ül Hüsna'sı: Aziz


Haftanın Esma'ül Hüsna'sı: Aziz


 

Yüksek bir dağa baktığınızda,.. Helak olan bir kavmin kalıntılarının yanından geçtiğinizde,.. Yıldızların, ayların, güneşlerin ve diğer mahlukların itaatini gördüğünüzde Allah'ı hangi ismiyle hatırlıyorsunuz?

Aziz: Aziz isminin üç manası vardır:

1. Allah'ın izzet sahibi ve yüceler yücesi olması.

2. Allah'ın mağlup olmayan galip olması.

3. Yarattıklarının onun emrine itaat etmesidir.

Şimdi
Aziz isminin bu üç tecellisini alem aynalarında görmeye çalışalım:

Allah azizdir. Yani azamet, büyüklük ve kuvvet sahibidir. Şanı pek yücedir. Şu alemde kendine büyüklük verilen mahluklar Allah'ın Aziz ismine aynadırlar. O yüksek dağlara, engin denizlere, denizlerdeki fırtınalara, uçsuz bucaksız çöllere, aylara, güneşlere, yıldızlara kulak verseniz hep bir ağızdan "Yâ Aziz, Yâ Aziz, Yâ Aziz" diyerek tesbih ettiklerini işitirsiniz.

Aziz ismi alemde böyle gözüktüğü gibi insan da, hatta devletlerde bile gözükür. Aziz isminin tecelli ettiği insanlar şu ayetin ifadesiyle وَلِلَّهِ الْعِزَّةُ وَلِرَسُولِهِ وَلِلْمُؤْمِنِين (Ve lillâhi-l izzetü ve liresûlihî ve li-l mü’minîn) ”Üstünlük, ancak Allah'a, O'nun elçisine ve müminlere mahsustur.” Yani aziz olan yalnız Allah, O’nun Resulü ve müminlerdir. Yine bu isim tarihe adını altın harflerle yazdıran Osmanlı İmparatorluğunda ve Kur'an'ı kendilerine rehber yapan tüm devletlerde tecelli etmiştir.

Şimdi bize düşen: Allah'ın aziz ismini alem sayfalarında okumak, lisan-ı halleriyle
"Yâ Aziz, Yâ Aziz, Yâ Aziz" diye zikir eden mahlukatın tesbihatını işitmek ve Kur'an'ı kendimize rehber yaparak hem dünyada hem ahirette aziz olmaktır.

Allah azizdir. Yarattıkları üzerine galiptir. Yer yüzü Allah'a asi olup da böyle mağlup olmuş nice kavimlerin kalıntıları ile doludur.

Bakın Allah, o asi ve inatçı kavimleri helak ettiğini kitabında nasıl anlatıyor:

“Elçilerimiz Lut'a gelince, onlar hakkında tasalandı. Ve onlar(ı düşünmesi) sebebiyle takatten düştü. O'na: "Korkma, tasalanma! Çünkü biz seni de, aileni de kurtaracağız. Yalnız (azabta) kalacaklar arasında bulunan karın müstesna" dediler."

"Biz şüphesiz bu memleket halkının üzerine, yoldan çıkmalarına karşılık (feci) bir azap indireceğiz."(dediler)."

"Andolsun ki biz, aklını kullanacak bir kavim için oradan apaçık bir ibret nişanesi bırakmışızdır."

"Medyen'e de kardeşleri Şuayb'ı gönderdik ve Şuayb, "Ey kavmim! Allah'a kulluk edin, ahiret gününe ümit bağlayın, yeryüzünde bozgunculuk yaparak karışıklık çıkarmayın!" dedi."

"Fakat onu yalancılıkla itham ettiler. Derken, kendilerini bir sarsıntı yakalayıverdi ve yurtlarında diz üstü çökekaldılar."

"Ad ve Semud'u da (helak ediverdik). Sizin için, (onların başına nelerin geldiği) oturdukları yerlerden apaçık anlaşılmaktadır. Şeytan onlara yaptıkları işleri güzel gösterip onları doğru yoldan çıkardı. Oysa bakıp görebilecek durumdaydılar."

"Karun'u, Firavun'u ve Hâmân'ı da (helak ettik). Andolsun ki, Musa onlara apaçık deliller getirmişti de onlar yeryüzünde büyüklük taslamışlardı. Halbuki (azabımızı aşıp geçebilecek değillerdi."

"Nitekim onlardan her birini günahları sebebiyle suç üstü yakaladık: Kiminin üzerine taşlar savuran rüzgarlar gönderdik, kimini korkunç bir ses yakaladı, kimini yerin dibine geçirdik, kimini de suda boğduk. Allah onlara zulmetmiyor, asıl onlar kendilerine yazık ediyorlardı."(Ankebut, 29/33-40)

İşte helak olan bütün bu kavimlerde Allah'ın aziz ismi haşmetiyle gözüküyor.

Nasihat: Biz hiç bu kavimlerin yıkıntılarının arasından geçerken, onların yerle bir olmuş kabirlerini gördüğümüzde Allah'ı Aziz ismiyle yad ettik mi? O kalıntıların ve harabelerin üzerinde Allah'ın Aziz ismini okuduk mu? Ya da biz de Allah'a asi olursak, Allah'ın bizi de onları yakaladığı gibi yakalayacağını hiç düşündük mü?..

Mahlukatının Allah'ın emrine itaat etmesi ve ona karşı gelememesi de Aziz isminin bir tecellisidir. Evet, insan ve bazı canavarlardan başka, güneş, ay, yeryüzünden tutun da tâ, en küçük mahluka kadar her şeyin dikkatle vazifesinde çalışması, zerrece haddinden tecavüz etmemesi, büyük bir heybet altında umumi bir itaatin bulunması gösterir ki, büyük bir celal ve izzet sahibi bir zatın emriyle hareket ediyorlar. İşte, vazifesini yapmakla ona itaat eden her bir mahluk bu itaatiyle Allah'ın Aziz ismine aynadır.

Nasihat: Bütün mahlukat ona böyle itaat ederken, biz nasıl cesaret ederiz ki, isyanımızla öyle bir Sultan'ın emirlerine karşı geliyoruz ki, yıldızlar, aylar, güneşler itaatkar askerler gibi emirlerine itaat ederler.

Hem isyanımızla öyle bir
Aziz'e karşı geliyoruz ki, öyle azametli ve itaatli askerleri var ki, farzımuhal şeytanlar dayanabilselerdi, onları dağ gibi güllelerle taşlayabilirlerdi.

Hem öyle bir Sultan'ın memleketinde isyan ediyoruz ki, kullarından ve askerlerinden öyleleri var ki, değil bizim gibi küçük, aciz mahlukları, belki farzımuhal dağ ve yer büyüklüğünde asi bir mahluk olsaydık, dünya büyüklüğünde yıldızları, ateşli demirleri, bize atıp dağıtabilirlerdi...

 

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder